28 Mart 2012 Çarşamba

İnsan İnanmak İstiyor


İnsan inanmak istiyor.  İçimizde bilhassa sevdiğimiz kişilere karşı bir inanma isteği beliriyor. Yalan söylese bile mutlu olmak için belki de, insan inanmak istiyor.
İnsan bilmek istiyor. İnandığı şeyin gerçek olup olmadığını. Ve sonrası büyük bir hayal kırıklığına dönüşüyor. Artık inanmak istemiyorsunuz hiçbir şeye. İçinizdeki o büyük boşlukla yaşamasını öğreniyorsunuz. Uzun lafın kısası ben öğrendim.
Bazen olur. İnsan sevmeyi bilmeyen birini seçer. Onu sever.
Sevmeyi bilmiyordu. Tek eksiği buydu. Bu eksik tarafı beni mutsuz etmeye yetiyor da artıyordu bile. Çok uzun zamandan  beri birbirimizi tanıyor olmamıza rağmen, yeni tanıştığı insanlara daha anlayışlı ve sevecen davranıyordu. Sırf bu huyu beni üzmeye yetiyordu. O zamanlar çok genç olduğumuz için yeni insanlar tanımaya çok hevesliydik ikimizde. Zamanla insanın hevesleri, heyecanları azalıyor. Hayatın telaşeleri artıyor.
Bir zamanlar beni üzen şeyler artık umrumda bile değil. Üzülmüyorum. Zaten vazgeçtiğiniz şeyler dönüp dolaşıp seni buluyor. Ama sen artık eskisi gibi hevesli olmuyorsun.
İnsan bir başkasında kendisini ararmış. Ben bulamadım. Şimdi filmlerde, kitaplarda, şarkılarda kendimi arıyorum.
Kendi dünyamı kurdum. Okunacak kitaplar, dinlenilecek müzikler, izlenilecek filmler, gezilecek ülkeler, gidilecek şehirler, kaybedilmemesi gereken arkadaşlıklar var. Dünyaları verseler istemem artık.
İnsanların hakkımda ne düşündüklerini merak ediyorum. Artık kalbimiz kadar temiz değil sayfalar. Kirlendik, her gün biraz daha fazla.
Dünyada hiç aç insan olmadığını düşün, savaşlardan ya da ihmal yüzünden kimsenin ölmediğini ve eğitim sisteminin yeteneklerimizi geliştirdiğini ve tüm sorunlarımızın çözüldüğünü, dünyanın daha adaletli bir yer haline geldiğini düşün.
Benim yerime de düşün ve lütfen bir kelime dahi söyleme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder