23 Kasım 2012 Cuma

Sevgilisinin giydiğine, nereye kimle gittiğine, eve kaçta geldiğine takılmayan erkek etek giysin



İyi ki unutuyoruz yoksa yaşayamayız. 

Bütün hayallerimiz gerçekleşse yaşamak için bir nedenimiz kalmazdı. Benim züğürt tesellim de bu. Ne yapayım yaşamaya devam etmek zorundayım. Kimse için ölemem. "Senin için ölürüm" bırakın artık bu lafları zaten kimse ölmesin. Ama fena olmazdı düşünsenize benim için kavga eden iki erkek ve benim sevdiğim olanın diyelim ki kaşı açıldı ben de ona pansuman yapıyorum falan filan. Düşünemediniz değil mi? Valla ne yalan söyleyeyim ben de düşünemedim şu an.

Kızlar çok şey istemiyor bence. Tamam bu yazdığıma ben de inanmadım. Çok şey bekliyoruz detaycı olmamızdan kaynaklı ama sahiplenen erkek çekiciliği diye bir şey var. Hatta abartayım sahiplenen, kıskanan, ne giydiğimize, nereye gittiğimize, arkadaşlarımıza karışan erkekleri seksi buluyoruz, burada anlaşalım. Yok ben öyle erkek istemiyorum diyen kızlar çıkabilir, istisnalar olabilir. Kendi adıma konuşayım ne giydiğime, eve kaçta geldiğime, nereye kimle gittiğime karışmayan bir erkeği ben ne yapayım, öyle ilişkinin tadı tuzu olmaz bir kere. Arada kavga edeceksin sen inatla mini etek giymek isteyeceksin o "benim başımı belaya sokma" diyecek. 

Unutuyoruz ama yaşanan onca güzel şeyi, hatıraları hiç yaşamamış gibi davranmak, davranmaya çalışmak insanın içini acıtıyor. Sırf bu yüzden sevdiğimize kaybetme korkusu yaşatmak gerekiyor, gerekebiliyor. Çünkü bir şeyin değerini bilmenin en kolay yolu onu kaybetmektir. Sizi kaybetmekten korksun ki değerinizi bilsin. Böylece unutmuş gibi davranmak zorunda hiç kalmayalım. Amin.

1 yorum: