13 Eylül 2012 Perşembe

Hiç Gitmeyecek Bir Erkek İstiyorum


İş çıkışından eve kadar düşündüm. Onu düşündüm, bizi düşündüm, beni düşündüm yani kendimi. Onun yanında mutluyum, huzurluyum. Bu huzur küçükken karnın acıktığında annenin mutfakta sana bir şeyler hazırladığını bilmenin verdiği huzura, babanın senin ihtiyaçlarını ne olursa olsun karşılayacağını bilmenin verdiği güvene benziyordu.
O gülünce ben de gülüyordum, o ağlayınca ben de ağlamak istiyordum. Bunun adı aşktı, biliyordum.
Korkuyorum onu kaybetmekten, kısa sürmesinden, gitmesinden, beni yarı yolda bırakmasından, bahanelerin arkasına sığınmasından.
Korkuyordum bir kadının aramıza girmesinden, aramızı bozmasından. Ama aşk böyle bir şey değil ki. Kim seven bir erkeğin aklını çelebilir.
Belki de bu korkularım yüzünden agresifleşiyorum zaman zaman. Bazı şeyleri aşmam gerekiyor. Çocukluğu bırakmam gerek.
Böyle devam ederse sırf bu korkularım yüzünden onu kaybedebilirim. Bunu göze alamam, kendi kendimi tedavi etmeliyim, iyileşmeliyim, hastalıklı ruh halinden kurtulmalıyım.

Hani o maç saatini beklerken, ben ocağa çay koyayım, acele etmeyelim, çay demini alsın. Maç başlasın, o maçı ben onu izleyeyim, sinirlendiğinde şafağında beliren damarı, çaya uzanışını, güldüğünde gözlerinin küçücük oluşunu seyredeyim.
Hiçbir şey düşünmeyelim, aklımıza kötü şeyler getirmeyelim.
Acele etmeyelim oturup bir film izleyelim, konusu ne olursa olsun farketmez. Önemli olan yanyana olmak birlikte bir şeyler yapmak. Komik bir dizi mesela İşler Güçler gibi izlerken birlikte kahkaha atalım.
Elele tutuşurken ansızın elimi sık, sevgimiz taşsın.

Eğer olur da ayrılırsak bunun ne kadar zor olacağını düşün. Yolda yürürken caddede ya da sokakta ya da işyerindeyken benim parfümümden kokarsa biri hiç aklına gelmez miyim? Bir düşün. İçinde ufacık bir sızı olmaz mıyım yani. Hani burnunu dayayıp kokusunu içine çekememek ne demektir bilir misin? Bir düşün istersen. Ya da benim en sevdiğim dizi başlayınca Behzat Ç. veya Leyla İle Mecnun diyelim. Bir an düşüneceksin beni, belki birlikte izlemek isteyeceksin. Bazen  de sebepsiz yere aklına geleceğim. Tam da unuttum derken, işe giderken sabah erken. Akşamı zor edeceksin, içinden ağlamak gelecek yalnızlığın dibini göreceksin çünkü hiç kimse seni benim kadar sevmeyecek.
Bir düşün ayrılık kolay değil.
Ben düşündüm işyerinden eve giderken karanlık bir sokak ortasında. Hatalarımı, yanlışlarımı, durduk yerde çıkarttığım kavgaları, gereksiz kıskançlıklarımı.
Ben düşündüm sensizliğin nasıl bir şey olacağını.
Öyle bir sahiplen ki beni, kimse yan gözle bakamasın bana. Öyle bir davran ki asla gitmeyeceğini hissettir bana.
Ayrılık bir daha gelmesin aklıma.


2 yorum: