20 Mayıs 2012 Pazar

Birini Anlamak İçin Dinlediği Şarkının Sözlerine Bakın



Galiba ortada kaldım. Ne istediğimi bilmediğimden. Sanırım sevildiğinden emin her insan gibi ben de şımardım, ipin ucunu kaçırdım. Her insanın bir sabrı vardır, sevgilerin bile sonu.
Hayatımda benimle yakından ilgilenen iki adam vardı, daha önce bahsettiğim gibi. Sandım ki çevremde hep birileri olur, hep benimle ilgilenen, hep peşimde koşan, gel deyince gelen, sıkılınca giden. Sandım ki beni mutlu edecek birileri hep bulunur. Fena halde yanılmışım. Hep karşı taraftan beklemeyeceksin sen de emek vereceksin. Egoist olmayacaksın, sadece kendini düşünmeyeceksin böyle yapmazsan en güzel sevgi bile bir gün bitiyor. Fazla naz gerçekten aşık usandırırmış. Aslında öyle çok naz yapan biri değildim. Ama bazı hatalarım oldu. Fazla ilgiyi görünce şımardım.
Bir tanesi zaten hayırsızın tekiydi ama fena değildi tam evlenilecek adam, işinde gücünde, fazlasıyla sorumluluk sahibi dikkat çekecek şekilde yakışıklı. Şimdilik onu geçelim. Sonra ona değiniriz onunla ilgili yazacak çok şey var.
Bir tanesine şu üstüme fazla düşene mühendis diyelim çünkü o sene mühendis olmuştu. Onun üniversiteyi bitirdiği sene ben üniversite ikinci sınıfa başlayacaktım. Onun benimle evlenmeyi düşündüğünü anlamayacak kadar salak bir dönemimdeydim. O yaz aslında hayatımın en güzel günlerini yaşamıştım sayesinde. Gezdik, tozduk, eğlendik, yedik, içtik, güldük, sinemaya gittik. Her bir boku yaptık o şey dışında. Böylesini de ilk defa görüyordum. Bana cinselliği evlendiğim gün yaşamak istiyorum demişti. Baya şaşırmıştım. Benim bile  hiç öyle bir düşüncem olmamıştı. Benim bildiğim o güne kadar erkekler kızları ilk fırsatta yatağa atmaya çalışan gözü doymaz varlıklardı. Ama hayır, her erkek aynı değildi. Her kız aynı değildi.
Arabayla gezerken sık sık bana Müslüm Gürses'ten "Adını Sen Koy" şarkısını dinletiyordu. Mühendis erkeklerin genellikle rock ya da metal dinlediklerini düşünürdüm. Açıkçası beni müzik konusunda biraz şaşırtmıştı. Bir erkeği anlamak için belki size dinlettirdikleri şarkının sözlerine bakmak gerekiyor. Şimdi "Adını Sen Koy" şarkısının sözlerine bakınca galiba bazı şeyleri daha iyi anlıyorum.
Benimse aklımda şu hayırsız vardı açıkçası. Galiba benim  mühendis bunu hissediyordu. Adam nerden benim oluyor. Hayır benim değildi. Benim olmasına izin vermemiştim onun tüm uğraşlarına rağmen. Sürekli bana aklın başka yerde diyordu. Annem de sürekli aklın bir karış havada derdi. Artık ayaklarımın yere basması gerekiyordu. Çünkü artık çocukluk hatta ergenlik yaşlarını yavaş yavaş geride bırakıyorduk..
Oysa ben onu sevmeye çalışıyordum. Elbet bir gün onu sevecektim. O günün hangi gün hangi saat olacağını bilmiyordum, bekliyordum. Mühendise elimi tutacak kadar bile cesaret vermemiştim. Onun da sabrının sonu gelmişti.
Çocukluk arkadaşı mıymış, komşunun kızı mıymış, ona da hemşire diyelim, çünkü o da yakında hemşire olacakmış; benim mühendise arkamdan beni konuşmuş. Baya benimkinin gözünü açmış. Yok ben mühendisi kullanıyormuşum, amacım gezmek tozmakmış, ben ciddi biri değilmişim, güvenilir değilmişim, sorumluluk duygum yokmuş. Bak bak çocuk okulu bitirdi askere gidecek ya. Benim hemcinsimde ki akla sen. Yani bu kıza güvenme seni askerdeyken aldatır demek istiyor. Lan hemşire gerizekalısı sen kimsin ki beni tanımadan, bir kez bile benimle konuşmadan beninle ilgili konuşma cesareti buluyorsun. O an elimde olsa bu kızın ağzını burnunu kırmak, saçını başını yolmak geldi içimden. Aslında hemşire bir yandan haklı. Ben de az değilim. Aklımda bir başkası var. Daha tam olarak onu silip atmış değilim, yani karşıma çıksa koşa koşa boynuna atlarım. Ama o da çok hayırsız.
Benim mühendise bana güvenebilmesi için hiç emek vermedim. Mühendis benim neyimi sevdi bilmiyorum. Kaçan kovalanır misali, sürekli peşimde; ekmek almaya çıksam arkadaşlarından biri beni gördüyse yengeyi gördük diye haber veriyorlar, hooop bu karşımda. Gazete almaya çıkıyorum hoop karşımda bir de bizim yaşadığımız yer biraz küçük bir kasaba beni gören mühendisi arıyor o da koşa koşa geliyor. Yürüyüşe çıkıyorum karşımda. Yani biraz fenalık geldi. Biraz rahat bırak aslanım ben de bir nefes alayım.
Evet komik biri, evet güzel kokuyor, evet iyi bir mesleği var, evet güzel giyiniyor, evet güzel gülüyor, evet arabası bile var, evet zeki biri, evet leb demeden leblebiyi anlıyor, evet sahipleniyor, evet korumacı bir yanı var benim mühendisin, evet bu özelliklerini başka kızlar da fark ediyor, hemşire aramıza giriyor. Üzüldüğüm şey hemşirenin benden çirkin olması. Benden kısa, benden kilolu. Saçım başım her bir yanım bu kızdan güzel sayılır. Tamam bir Ukrayna'da Beyaz Rusya'da orta belki ortalamanın altında kalırım ama Türkiye standartlarını düşünecek olursa fena sayılmam.
Benim aklım başıma geliyor. Ortaya hemşire çıkınca mühendis gözümde kıymete biniyor. Galiba onu kaybetmek istemiyorum. Galiba onu seviyorum.


2 yorum:

  1. Hala galiba diyebiliyorsan eğer hala eminim diyemiyorsan hemşire haklı bence...

    YanıtlaSil
  2. Kral ile bizde durakta öylece kalakalmıştık

    YanıtlaSil