18 Şubat 2012 Cumartesi

Hayatın Falanları Filanları


Bazen ihtiyacımız olan şey uzun bir yolculuk, nereye gittiğimizin önemi olmadan. Ama yapamazsın, hayatın falanları filanları, malum.
Eriyorum, hayatın içinde. Dağılıyorum, zamanla birlikte. Dökülen her yanım hayatın izini taşır. Bana bir kitap verin, kendimi toplayayım. Bana bir kitap verin herşeyi unutayım. Kitaptan daha etkili bir afyon yok çünkü. Bana bir kitap verin kendimi  kahramanın yerine koyayım. Onun yerine ben üzüleyim. Onun yerine ben sevineyim. Bana bir Selim Işık verin. Yeniden aşık olayım.

Kendi işime burnumu sokuyorum. Böyle olmaz kızım! Başkalarının işine burnunu sokacaksın. Her konu hakkında bir fikrin olacak. Beylik laflar kuracaksın. Tutamayacağın sözler vereceksin. Dünya batsa umrunda olmayacak. Sen de üzeceksin. Sen de gideceksin. Ne var ki ben gidenlerden bile olamam. İçimde bir pişmanlık duygusu daha gitmeden sarar tüm vücudumu. Kaç kere kırıldın sen de kıracaksın lafını sakınmadan. Ben hiç kimseyi incitemem deme. Bırak bu melek ayaklarını kızım! Bu yaptığın iyilik değil kendine kötülük. Başkalarına üzülmekten kendine üzülmüyorsun. Hiç kimse senin için üzülmeyecek. Biraz kendime dönüyorum,içime kapanıyorum. Ben kendi kendimi mahvettim. Kelimelere bu kadar anlam yüklemeyecektim. Gideyim bir çay koyayım bari.

İyileri de kötüleri de kendi haline bıraktım. Ne iyiyiz ne de kötüyüz. Kendi halinde yaşayan canlılarız. Annelerimiz biz uzak bir yere giderken kendine iyi bak demezler,çünkü bizim yaşadığımız hayat bir Amerikan filmi değil, bizatihi Türk filminin kendisi; bunun içindir ki annelerimiz biz uzak diyarlara giderken kimseye bulaşma der. Kısa ve net. Başını belaya sokma demek. Böyle annelerin ellerinden öpmek istiyorum. Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder