tag:blogger.com,1999:blog-80378299432860133092024-03-14T02:15:17.708-07:00Kraliçe'nin GünlüğüBeni izleme ben de kayboldum.Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.comBlogger54125tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-56553073572885388582013-06-02T06:40:00.002-07:002013-06-02T06:40:57.898-07:00Kendimden Bahsetmeyi Hiç Sevmem<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-ZbcoLWzfycU/UatBK2kRVTI/AAAAAAAAAbs/Fe5vU_Mbzhs/s1600/tumblr_mnlo5yLXvK1s6xd71o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-ZbcoLWzfycU/UatBK2kRVTI/AAAAAAAAAbs/Fe5vU_Mbzhs/s320/tumblr_mnlo5yLXvK1s6xd71o1_500.jpg" width="291" /></a></div>
<br />
Kendimden bahsetmeyi sevmem aslında. İnsan kendisinden objektif ve samimi bir şekilde bahsedebilir mi? Sanmam. İnsan kendisinden bahsederken yalanlar da katar. O yüzden birbirimize yabancılığımız, kolayca bir insanı tanıyamıyor oluşumuz hep bu yüzden.<br />
<br />
Yalan söylemeyi hiç sevmem, hiç yalan söylemem desem de inanmayın. Biraz sıkışınca ben de yalan söyleme potansiyeline sahibim ama benim yalanlarım zararsız ve tehlikesizdir.<br />
<br />
Kendimi güzel bulmasam da bazen dünyanın en güzel kadını gibi hissettiğim zamanlar da olur.<br />
Bu sabah yataktan değişik bir duyguyla uyandım, mutluydum, huzurluydum. Bazen nedensiz mutlu olabilir insan. İçimde bir bayram sevinciyle işe gittim. Müdürümün asık suratıyla karşılaşınca içimdeki tüm mutluluk yerini karamsarlığa bıraktı ne yazık ki. Başlarım işine de gücüne de diyerek her şeyi bırakarak uzaklara gidesim geldi. Ben mi kurtarıcam bu dünyayı? Üstelik aldığım üç kuruş para. Kitap bile alamıyorum bazen. O an müdürün yüzüne: "Bugün canım çalışmak istemiyor, hatta sizin yüzünüzü bile görmek istemiyorum." diyerek işten ayrılmak istedim. Tabii böyle bir şey yapmadım, yalandan gülümsedim masamın başına gittim, paşa paşa çalıştım.<br />
<br />
Hayatım boyunca başladığım bir işi bitiremedim. Her işi yarım kaldı. Aşklarım bile...<br />
Hangi işte başarılı olacağımı bilemedim, sürekli yeni şeyler denedim. Şansıma hep satmak çıktı ve ola ola bir satıcı oldum. Bu yüzden para kazanmak gibi bir kaygım olmadı. Bir şeyler satarak geçimimi sağlayabilirim. Bir mağazada kıyafet satabilirim, beyaz eşya veya araba satabilirim. Şu anda en iyi sattığım şey sigorta. Evet ben küçümsediğiniz burun kıvırdığınız işte o sigortacılardan biriyim.<br />
Daha saygın bir mesleğim olsun isterdim. Bir mühendis, doktor, öğretmen gibi... Nedense bu tarz bir meslek grubundan biriyle tanıştığımda mesleğimi söylemeye bazen utanırım. Onlarla kendimi bir türlü eşit bulamam. Bu yüzden kendime çok kızarım.<br />
<br />
Kendimi sevmediğim zamanlar da var. Bu yüzden benimle ilgilenilmesi hoşuma gider. Birinin beni şımartmasını çok isterdim. Ama nedense benimle ilgilenen ve aşırı şekilde üstüme düşen erkekleri bir türlü sevmedim. Onları itici bile buldum. Genellikle duygularını belli edemeyen cool dediğimiz erkekler ilgimi çekti. Bu seferde sevilmediğimi düşünüp hep üzüldüm. Çelişkilerim oldu. Kararsız bir insanım. Karar vermek benim için dünyanın en zor şeyidir.<br />
Kendimden bahsetmeyi burada bitirmek istiyorum pek sevgili ve değerli okuyucu. Çünkü yazmak istemeyeceğim konulara girebilirim belki o konuları da başka bir zaman yazarım.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-66443359748681945802013-05-19T00:23:00.003-07:002013-05-19T00:23:59.543-07:00Birini Çok Sevmek Üzereyim<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-kzksGmj2ng8/UZhzbbTVBwI/AAAAAAAAAbc/s4ZB7rQdgks/s1600/tumblr_mmpacbBgAo1rhtl8ro1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-kzksGmj2ng8/UZhzbbTVBwI/AAAAAAAAAbc/s4ZB7rQdgks/s320/tumblr_mmpacbBgAo1rhtl8ro1_500.jpg" width="313" /></a></div>
<br />
<br />
İşten çıkınca doğruca eve gidiyordum. Bir yeşilçam filmi açıyordum ya da romantik komedi filmlerine bakıyordum. Genellikle canım sıkılıyordu. İzlediğim filmler canımı sıkıyordu. Başroldeki kadınların yerine koyuyordum kendimi, en az benim kadar aptaldılar biraz saf. O yüzden karşılarına çıkan erkeklere güveniyorlardı. Hayat bu kadar güvenilecek bir yer değildi. O kadınlara kızıyordum. Sabah oluyor işe gidiyordum. İşyerinde beğendim ve bıyıklı diyelim, orta yaşlarında bir erkek vardı. Onunla tanışma planları yapıyordum. Çünkü bir şeyleri oluruna bırakmak için önce elimizden geleni yapmalı ondan sonra nasip deyip oluruna bırakmalıydık. Daha yeni başlıyordum. Önce onun çevresindekilerle arkadaş olacak ve ona yaklaşabilecektim. Ben böyle planlar yaparken hayatımın en berbat hastalıklarından birine yakalanıyorum. Ankara'nın soğuk ve ayaz geçen kışı beni hasta ediyor. Hastaneye yatmak zorunda kalıyorum. Annem bana çok düşkün olmasına rağmen gelemiyor. Sanırım hastaneye yattığımı söylemiyorum üzülmesin diye. Bu arada annemin bir arkadaşının oğlu hastaneye beni ziyarete geliyor. Sabaha kadar başucumda bekliyor. Neden geldiğini neden sabaha kadar başucumda beklediğini anlamıyorum.<br />
Kendisi Odtü'de okumuş bir mühendis. Annem bu çocuğa bayılıyor. Annem için dünyada iki meslek var biri doktorluk diğeri mühendislik. Böylece kızlarının rahat bir evlilik geçireceğini düşünüyor.<br />
Bir gece kalıp hastaneden çıkıyorum. Çatlak bir ev arkadaşım var. O da bana iyi bakıyor. Enteresan bir şekilde mühendis her gün beni arıyor. Evet ona da mavi boncuk veriyorum. Aklımda kalbimin bir köşesinde bıyıklı olmasına rağmen mühendise de yüz veriyorum. Böyle kötü bir insanım işte. Çünkü bıyıklı ile olma ihtimalim çok az. Hiç olmaz mühendisi kaçırmayayım diye düşünüyorum.<br />
Bir erkek üstüme düşüyor beni çok seviyorsa onu sevemiyorum. Anlayamıyorum kendimi.<br />
İşe başlıyorum yeniden. Mühendis işyerime geliyor beni ziyarete. Kahve mi çay mı alırsın, diyorum. Kahve diyor. Mutfağa gidip kahve hazırlıyorum. Kahve biraz taşıyor. Hemen üstünden bir fırt içiyorum. Tam kahveyi verirken fincandaki ruj izimi görüyorum, göz göze geliyoruz ruj izini o da gördü. Sıcak mı ona baktım, ağzın yanmasın diye, deyiveriyorum. Aklıma başka bir yalan gelmiyor. Gülümsüyor, tam da ruj izinin olduğu yerden içiyor kahvesini. Mühendise az da olsa kanım ısınıyor. Yalnız kaderimi onun ellerine vermekten de ölesiye korkuyorum.Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-33823272009247346722013-05-11T00:00:00.001-07:002013-05-11T00:00:51.402-07:00Bir Erkeği Baştan Çıkarmak Her Zaman Mümkün Değildir<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-OmFY_fsEris/UY3iK4cMSpI/AAAAAAAAAaQ/MO-k4gTvgPU/s1600/tumblr_mdusxyaVNn1rbxsrio1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="239" src="http://1.bp.blogspot.com/-OmFY_fsEris/UY3iK4cMSpI/AAAAAAAAAaQ/MO-k4gTvgPU/s320/tumblr_mdusxyaVNn1rbxsrio1_500.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Kendimi hiç yalnız hissetmedim ne zaman tek başıma kalsam yapacak bir şey bulurdum. Mutlaka bir yerlerde yarım kalmış bir kitabım vardır. Hiç bir şey yapmazsam açar okurum. Ama yarım kalmış bir aşk için yapacak bir şey yoktur. İçinizde bir yerlerde kalır. Bazen bir şarkı dinlerken, bir film izlerken çıkar saklandığı yerden. Sizi alır götürür zamanın dışına bir zamanlar deli gibi aşık olduğunuz insanın yanına. Unutmak yoktur, alışmak vardır.<br />
Hiçbir zaman bir erkeğin beni mutlu etmesini beklemedim dersem yalan olur. Aslında sürekli ilgi isteyen ve göremeyince mutsuz olan biriydim. Ne istediğimi bilmiyordum. Tam olarak zengin bir koca bulup sevmeden evlenip sonra da mutsuz olan kadınlar gibiydim üstelik ben de zengin koca da yoktu.<br />
Tüm erkekler aynıydı ta ki onu görene kadar. Eski Türk filmlerinden çıkmış gibiydi, bıyıkları da vardı üstelik tipim değildi. Gıcık bile olmuştum. Beni görmemiş fark etmemiş olmasına gıcık olmuştum. Oysa o ana kadar fark edilmeyecek biri değilim aslında biraz da alışkındım. Ne bileyim erkekler hemen fark eder sizi. Biraz gençseniz biraz güzelseniz sorun yoktur. Belki de yaşça benden büyük olmasından kaynaklanıyordu. Muhtemelen benim gibi kaç kız gelmiş geçmişti hayatından bilemedim. Benden büyük olsa da yaşlı değildi. Belki otuzların başındaydı en fazla. O zamanlar otuzu geçmiş insanlar bana yaşlı geliyordu nedense. Böyle aptal biriydim. Belki de ilk bakışta benim aptal olduğumu anlamıştı.<br />
Ne bileyim onu aklımdan çıkaramıyordum. Benimle hiç ilgilenmemesi beni görmezden gelmesi beni deli ediyordu. Bir şekilde her ne olursa olsun onu kafama takmıştım. O ana kadar bir erkek nasıl elde edilir bilmiyordum çünkü çevremde sürekli benimle ilgilenen bana çıkma teklifleri yapan erkekler vardı ve ben onları genellikle reddediyordum çünkü hiçbirine aşık değildim ve aşık olmak istiyordum hepsi bu.<br />
Üstüme başıma çeki düzen vermeye başladım. Onunla aynı yerde çalışıyorduk şükürler olsun ki evli değildi.<br />
Diğer kızlarla arası fena değildi. Belki ben yeni olduğum için böyle davranıyordu bilemiyorum. Ben de işyerindeki diğer kızlar gibi fingirdek bir yapıya sahip değildim. Dışarıdan soğuk göründüğümü söylerler hep. Böyle kalas gibi dururum yürüyüşümde öyledir. Kıvırmayı pek sevmem.<br />
Onun ilgisini çekmek için saçma sapan şeyler yapmaya başlamıştım. O zamana kadar çok hafif makyaj yapıyordum. Bir sabah yüzümü gözümü adam akıllı boyadım. Belki beni böyle beğenirdi. Tam evden çıkarken muzip ev arkadaşım "Maymuna dönmüşsün bu halin de ne böyle?" dedi. Yaptığım makyajın yarısını sildim. Fakat hiçbir faydasını görmedim. Beni görmedi bile.<br />
Üstelik bir sürtükle arası fena halde iyi. O kızı bir elime geçirsem saçını başını yolmak bile yetmez, öyle sinir oluyorum o kıza. Hani bazı kızlar vardır ya bütün erkeklerle arası iyidir. Benim en sevmediğim kızlar kategorisinde bunlar ilk sırayı alırlar.<br />
Aslında ben de az değilim öyle dışarıdan hanımefendi gibi gözüktüğüme bakılmasın. Hiç öyle biri değilim. Onu da sonra anlatırım.<br />
Aklıma koymuştum bir kere beni fark etmeli hatta peşimden koşmalıydı.<br />
Ne olurdu aramızda bir şeyler konuşmuş olsaydık, ona bile razıydım.<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-25192322134495499592013-05-08T06:39:00.000-07:002013-05-08T06:39:06.968-07:00Şimdi Gelsen Ne Bıraktığın Yerdeyim Ne Bıraktığın Gibiyim<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-Lmd7vpM2Ego/UYpK3Jy4EtI/AAAAAAAAAZ8/EGof1f_Lkdo/s1600/tumblr_mmhcrnsEh41r06u65o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-Lmd7vpM2Ego/UYpK3Jy4EtI/AAAAAAAAAZ8/EGof1f_Lkdo/s320/tumblr_mmhcrnsEh41r06u65o1_500.jpg" width="258" /></a></div>
<br />
<br />
Sen beni sevmiyordun ben senin için ölüyordum. Ben her baktığım yerde seni görüyordum sen beni farketmiyordun.<br />
Sen beni sevmedin ya kitaplara vurdum kendimi.<br />
Her gün kahvenin dozunu arttırarak öldürmek istedim beni. Ama ölmek o kadar kolay değilmiş.<br />
İnsan öldüm derken bile yaşarmış.<br />
En önemlisi artık hiç bir şey şaşırtmıyor beni. Mesela bir sabah erkek olarak uyansam eyvallah deyip yaşamaya devam edebilirim.<br />
Ne haberleri izliyorum bugünlerde ne de gazete okuyorum. Ülke yangın yerine dönse haberim olmayacak öyle bir umursamazlık var.<br />
İçim kıyıya vuruyor yokluğunda, canım sıkılıyor, saçmalayacak şey de bulamıyorum sen yokken. Her zaman her yerde mantık arayan bir insana dönüşüyorum.<br />
Saçlarım hep topuz, belki depresyondayım tedaviye ihtiyacım var. Artık gözlerin de teselli vermez. Anladım sevemeyeceksin beni.<br />
Sen beni sevemedin ya ben de başkalarını sevdim ve herkese biraz böldüm sevgimi, kimseye yetmedi. Kimseyi senin gibi sevemedim.<br />
Yoruldum her anı düşünerek planlayarak geçirmekten, beklemekten, hayallerden...<br />
Ben mutlu bir ailede büyüdüm.Küçükken herkes bıraktığım yerde idi. İnsanları bıraktığım yerde bulamayınca anladım büyüdüğümü.<br />
Bu kadar karamsar olmayacaktım. Senin gibi birisini bulacaktım. Mutlu olacaktım.<br />
Amacım seni tekrar elde etmek değil. şimdi gelsen ne bıraktığın yerdeyim ne bıraktığın gibiyim.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-75195081844047888552013-05-03T22:09:00.001-07:002013-05-03T22:18:37.535-07:00Bir Erkeği Sevmekle Başlıyor Her Şey<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-3_gm7ehBPww/UYSNm6Uog7I/AAAAAAAAAZk/1iGjDb-5X-I/s1600/tumblr_mcksy9fmu51qk0mqro1_1280.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-3_gm7ehBPww/UYSNm6Uog7I/AAAAAAAAAZk/1iGjDb-5X-I/s320/tumblr_mcksy9fmu51qk0mqro1_1280.jpg" width="213" /></a></div>
<br />
Onu birdenbire görür görmez sevmiştim. Her şeyi hoşuma gitmişti. Oturması kalkması, kahkahası, bakışı, konuşması, gülmesi, düşünceleri, bardağı tutup ağzına götürüşü bile...<br />
O da beni sever mi? Ama ben onun ilk görüşte hoşuna gitsem bile beni sevmemişti.<br />
Ağır ağır sevse beni yeter bana. Zamanla kendimi sevdirmeyi başarabilirim.<br />
Hiç düşünmedim hemen aşık oldum ona.<br />
Belki düşünürse o da aşık olur bana.<br />
Ne kadar mükemmel bir çift olacağımızı anlar.<br />
Ben bir tek onun yanına yakışıyorum. Onun yanında daha bir güzel oluyorum sanki.<br />
Nasıl aynı şehirde iki yabancı gibi yaşarız?<br />
Birbirimize bir nefes kadar yakınken nasıl dokunmadan yapabiliriz?<br />
Gel kurtar beni kafamdaki deli sorulardan.<br />
Sende oturup düşününce bana hak vereceksin. Çünkü dünya çok zalim bir yer ve insanlar çok kırıcı.<br />
Kalabalık bir sokakta tek başına yürürken ansızın beni düşüneceksin. Belki güneş batarken bir akşamüstü, belki herkes uyurken gece yarısı aklına geleceğim.<br />
Anlatmak istiyorum bir yandan susmak.<br />
Bir yanım sana varmak istiyor, bir yanım senden kaçmak.<br />
Gel kurtar beni çelişkilerden.<br />
İnsan çelişkilerinin altında eziliyor biliyor musun? Hem kaçmak hem de bağlanıp kalmak istiyor.<br />
Henüz çok genciz, önümüzde koskoca bir hayat kim bilir kaç insan tanıyacağız, kim bilir kaç uykuya dalıp uyanacağız. Ben senden başka hiçbir erkeği tanımak senden başka kimseyle uyumak istemiyorum.<br />
Kim bilir kimin yanındasın şu anda.<br />
Beni arayacaksın her tanıdığın yeni kadında.<br />
Biliyorum ki sen benimsin, onun için bekliyorum duygularımla burada.<br />
En çok kendi peşimi bırakmaktan korkuyorum.<br />
Kendimi bıraktığımda bir başkasının beni bulmasından korkuyorum.<br />
Kaybolursam büyük bir şehrin içinde sana yetiştirecek sesim, konuşacak halim kalmazsa gel de sen bul beni!<br />
<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-14454772726250441412012-11-24T23:39:00.000-08:002012-11-24T23:39:00.967-08:00Mükemmel Bir İlişki Görmek İstediğimde Film İzliyorum<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-AvstadLoqcQ/ULHB2IL8-gI/AAAAAAAAAL8/D69ePnQoFeg/s1600/tumblr_me14tmRCxk1rqb2mzo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-AvstadLoqcQ/ULHB2IL8-gI/AAAAAAAAAL8/D69ePnQoFeg/s320/tumblr_me14tmRCxk1rqb2mzo1_500.jpg" width="193" /></a></div>
<br />
<br />
"Ben ayrılmak istiyorum." demek istiyorum. Çünkü doğrusu bu. Ayrılmamız gerek. Ama "Tamam ayrılalım o zaman." der diye söyleyemiyorum. Yani ya kabul ederse ya ayrılırsak. Ben ayrılmak istediğimi söyleyeceğim o ise tam ben giderken kolumdan sıkıca tutacak ve "Biz ayrılamayız tabiat kanunlarına aykırı bu dediğin şey." diyerek beni kendine çekecek ben de kafamı onun göğsüne yaslayıp kokusunu içime çekeceğim ve her şey düzelecek. Ama kendisi bildiğin öküz olduğu için böyle bir şeyi akıl bile edemez. Ayrılmamız gerek desem tamam ayrılalım, der ben malımı bilmez miyim. Hayır ben asıl "hayırlısı be gülüm" demesinden korkuyorum. Öyle bir potansiyele sahip öküzlükte. Şimdi diyeceksiniz ki sen bu adamın nesini sevdin. Gülüşünü, omuzlarını, bir şeyi tamir ederken takındığı ciddi tavrı, maç yorumlarını, durduk yerde beni güldürmesini, umursamaz tavırlarını, canı yandığında küfür edişini bile sevdim.<br />
<br />
<br />
Ayrılıkları sevmiyorum. Hatta ayrılık kelimesini Türkçe'den çıkartmak istiyorum. İnsan bazen çok büyük sorunları çözüp küçücük detaylara takılıp kalabiliyor. Hani daha net olmam gerekirse galiba beni sevmiyor. Acaba herkes bizi birbirimize yakıştırdığı için mi bunca zaman birlikteydik, bilmiyorum. Yani yanıma daha çok yakışanı bulamam diye mi bunca zaman ayrılmak istemedi. Biraz öyleydi. Huyu da güzel daha iyisini bulamam, dedi belki. Huyum güzel evet inanamadınız mı? Tamam arada saçmalıklarım, kıskançlıklarım, dırdırlarım oluyor. Bazen niye trip attığımı ben bile anlamıyorum. En sevmediğim huyum her şeye çabuk inanıyorum. Beni sevdiğine inanmak gibi. Hani tenekeye altın deyip elime verseler onun altın olduğuna inanırım. Çünkü insanların yalan söyleyecekleri aklıma gelmez. Ama insanın olduğu yerde yalan var, aldatmak var, kandırmak var. Var oğlu var. Sonra kimseye güvenmemeye başlıyorsunuz. Yalnızlaşıyorsunuz.<br />
<br />
Artık mükemmel bir ilişki görmek istediğimde film izliyorum. Size de aynı şeyi tavsiye ederim.Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-4070775668573315702012-11-23T23:04:00.003-08:002012-11-23T23:04:42.583-08:00Sevgilisinin giydiğine, nereye kimle gittiğine, eve kaçta geldiğine takılmayan erkek etek giysin<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-rJOwadK_U8w/ULBrWHP_B5I/AAAAAAAAALo/d5n9sTuUsIo/s1600/tumblr_mdz6zze9Xw1rf7uazo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://3.bp.blogspot.com/-rJOwadK_U8w/ULBrWHP_B5I/AAAAAAAAALo/d5n9sTuUsIo/s320/tumblr_mdz6zze9Xw1rf7uazo1_500.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div>
<br /></div>
<div>
İyi ki unutuyoruz yoksa yaşayamayız. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bütün hayallerimiz gerçekleşse yaşamak için bir nedenimiz kalmazdı. Benim züğürt tesellim de bu. Ne yapayım yaşamaya devam etmek zorundayım. Kimse için ölemem. "Senin için ölürüm" bırakın artık bu lafları zaten kimse ölmesin. Ama fena olmazdı düşünsenize benim için kavga eden iki erkek ve benim sevdiğim olanın diyelim ki kaşı açıldı ben de ona pansuman yapıyorum falan filan. Düşünemediniz değil mi? Valla ne yalan söyleyeyim ben de düşünemedim şu an.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Kızlar çok şey istemiyor bence. Tamam bu yazdığıma ben de inanmadım. Çok şey bekliyoruz detaycı olmamızdan kaynaklı ama sahiplenen erkek çekiciliği diye bir şey var. Hatta abartayım sahiplenen, kıskanan, ne giydiğimize, nereye gittiğimize, arkadaşlarımıza karışan erkekleri seksi buluyoruz, burada anlaşalım. Yok ben öyle erkek istemiyorum diyen kızlar çıkabilir, istisnalar olabilir. Kendi adıma konuşayım ne giydiğime, eve kaçta geldiğime, nereye kimle gittiğime karışmayan bir erkeği ben ne yapayım, öyle ilişkinin tadı tuzu olmaz bir kere. Arada kavga edeceksin sen inatla mini etek giymek isteyeceksin o "benim başımı belaya sokma" diyecek. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
Unutuyoruz ama yaşanan onca güzel şeyi, hatıraları hiç yaşamamış gibi davranmak, davranmaya çalışmak insanın içini acıtıyor. Sırf bu yüzden sevdiğimize kaybetme korkusu yaşatmak gerekiyor, gerekebiliyor. Çünkü bir şeyin değerini bilmenin en kolay yolu onu kaybetmektir. Sizi kaybetmekten korksun ki değerinizi bilsin. Böylece unutmuş gibi davranmak zorunda hiç kalmayalım. Amin.</div>
<div>
<br /></div>
Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-52207253160079453332012-11-17T02:24:00.000-08:002012-11-17T02:24:06.952-08:00Saçma Şeyleri Severim Bir Başkasını Seven Birini Sevmek Gibi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-Iu75H8tXByA/UKdUW_4YkyI/AAAAAAAAALU/Iv7FnQQInX0/s1600/tumblr_mdmimy5G0v1qfauexo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-Iu75H8tXByA/UKdUW_4YkyI/AAAAAAAAALU/Iv7FnQQInX0/s320/tumblr_mdmimy5G0v1qfauexo1_500.jpg" width="212" /></a></div>
Duydum ki başkasını seviyormuşsun. Bende bulamadığını başkasında bulmuşsun. Bir sigara yakar mutluluklar dileriz. Bir başkasını bulur onu severiz. <br />
Duydum ki mutluymuşsun. Ben de kendi hayatıma bakarım, gezerim, tozarım günümü gün ederim. Artık ağlamıyorum bile, senin bir başkasıyla mutlu olduğunu bile bile.<br />
Mühim değil alışırım. İnsan nelere alışmıyor ki. Başka bir şehre taşındığında mesela nasıl yaşam devam ediyorsa ayak uyduruyorsa insan değişkliklere işte bende kendime bir hayat kuracağım başka biriyle ya da yalnız.<br />
Ne fark eder senin gibi birini bulurum. Hayat devam eder. Bir çay koyarım ocağa mesela hiç acele etmem bırakayım demini alsın. Tek başına hiç tadı olmaz, çay bile iki kişi olunca güzel. Belki bulurum çay seven biri.<br />
<br />
Arkadaş kalabiliriz. Çünkü beni unutmanı istemiyorum. İnsanın içini en çok unutulmak fikri acıtıyor. Biliyorum çok saçma. Arkadaş kalma fikri. Ama neden olmasın. Birbirinin her şeyini bilen iki kişi niye iki yabancıya dönüşsün? Bir düşün.<br />
Kalbimin içinde fırtınalar kopuyor. Bir yandan her şeye rağmen seni görmek istiyorum öte yandan senden nefret ediyor yüzünü görmek bile istemiyorum. Galiba bu yüzden seni seviyorum. aynı anda bu kadar çok şeyi bir arada hissedebildiğim için.<br />
Başkasını sevdiğini bildiğim halde seni seviyorum. Bunun ne kadar saçma olduğunu anlamışsındır. Saçma şeyleri severim. Seninleyken hem huzurlu hem huzursuz, hem mutlu hem mutsuz oluyorum. Ancak bu kadar zıtlığın içinde özgür olabiliyorum. Bunu fark ettikten sonra hayatımın geri kalanından vazgeçtim.<br />
Son bir kez buluşmalıyız, hiçbir şey kalmasın içimizde ne varsa söyleyelim ya da hiçbir şey söylemeyelim. Bazen susmak konuşmaktan çok şey anlatır.<br />
Onun için bir gün bir yerde karşılaşırsak sadece gözlerime bak.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-28481889592453019142012-11-09T22:50:00.000-08:002012-11-09T22:50:22.302-08:00Prensestim Kraliçe Oldum Kralsız Tatsızım İnsafsızım.<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-jnqnIe6cA3I/UJ3uas3Ew-I/AAAAAAAAALA/WVRkgDmCiN4/s1600/tumblr_md5jfwrlcL1r88cffo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://4.bp.blogspot.com/-jnqnIe6cA3I/UJ3uas3Ew-I/AAAAAAAAALA/WVRkgDmCiN4/s320/tumblr_md5jfwrlcL1r88cffo1_500.jpg" width="212" /></a></div>
<br />
<br />
Arkadaşların, ailen hatta tüm dünya birleşip bu adam sana göre değil deseler insan gidip o adama daha çok yapışıp, bağlanıyor. Tüm mallıklarına katlanıyor. Eğer ben bir erkeğin mallıklarına katlanıyorsam o adam da benim triplerime katlanacak arkadaş. İşte Türk kızıyla Türk erkeğinin birlikteliğinin sırrı burada yatıyor.<br />
<br />
Arkadaşlarıma göre sevdiğim adam hayırsızın teki, daha iyilerine layığım, beni hak etmiyor falan filan. Bunu söyleyenler de sap gibi ortada gezen arkadaşlarım yani sevgilileri falan yok. Demek ki böyle düşündükleri için yalnızlar. Kimseye layık olduklarını düşünmüyorlar bu yüzden kimseyi beğenmiyorlar. Sabahları uyandığımda, bir yere giderken ne giyeceğime, ne renk oje süreceğime, saçlarımı toplu mu yoksa dağınık mı bırakacağıma bile karar veremeyen ben gidip onca erkek arasından en öküzünü seviyorsam bi zahmet o da beni sevsin, sevecek o adam buraya gelecek! Hayatta eğer hep böyle hırslı olsaydım şu an çok başarılı ve zengin biriydim. <br />
<br />
Parayı pulu boş ver de yok lan parayı boşvermeyelim, para önemli sonuçta ama adam beni sevmiyor onu napıcaz. Belki de seviyor, sorduğum zaman seviyorum, diyor. O anda 2+2=5 dese ben ona da inanırım öyle de safım aşıkken. Ben ona 18 yaşımdan beri aşığım. Onu gördüğüm ilk andan itibaren. Belki onu bana gülerken yakalamasaydım o an göz göze gelmeseydik, ben başka bir tarafa bakıyor olsaydım, o başkasına gülseydi, ortak bir arkadaşımız olmasaydı, bizi tanıştırmasaydı ne güzel olurdu. Hayır be güzel olmazdı. Ben dünyayı gezer gene onu bulurdum. Tamam bu tembellikle dünyayı gezmezdim ama başka bir öküze aşık olurdum. Cümledeki öküz kelimesi için bu satırları okuyan erkeklerden özür dilerim. Daha uygun bir kelime bulamadım.<br />
Ben de bir sorun var ne olduğunu bilmiyorum küçüklüğüme inmeye de korkuyorum. Böyle kibar, romantik erkeklerden hoşlanmıyorum hatta itici bile geliyor. Sanırım ilk aşık olduğum erkek babamdı ondan böyle oldu. Babam röpdoşambır (bu kelimeyi yazmak için TDK sözlüğüne baktığım halde yanlış yazmışım düzeltmicem anasını satim, bu işlerden o derece uzağız yani) giyip elinde viski kadehiyle evde dolaşan bir adam değildi. Bildiğin küfür eden pek kibar olmayan bir adam ama benim ilk aşkım. Babam çok yakışıklı ve uzun boylu bir erkekti onu mahalledeki komşu kadınlardan ve annemden kıskanıyordum babamla aram hep çok iyi oldu. Babamın prensesiydim.<br />
Dediğim gibi babam öyle elinde çikolatalarla çiçeklerle eve gelen bir adam değil. Muhtemelen elinde çiçeklerle mahallede dolaşmaya eve kadar gelmeye çekiniyordu. Tabi o zamanlar mahalle kültürü vardı. Herkes birbirini tanırdı. Babam genellikle elinde meyve poşetiyle eve gelirdi. Yazın karpuz kışın portakal alırdı bir de elma, elmayı unutmayalım.<br />
Yani benim adam elinde çiçeklerle bana gelmeye utanıyorsa meyve poşetleriyle gelsin razıyım, oturur yeriz.<br />
<br />
Tamam artık babamın prensesi değilim. Kendi dünyamın kraliçesiyim, kralsız tatsızım, insafsızım.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-61494485825418713642012-11-02T23:30:00.002-07:002012-11-02T23:30:35.021-07:00Seviyorum Lan Diyemeyen Erkeği Ne Yapayım Ben<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-67DJUITg9gU/UJSvsLTGZvI/AAAAAAAAAKs/yVdMUzGAA6w/s1600/tumblr_m91yg9upqg1qjpib8o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-67DJUITg9gU/UJSvsLTGZvI/AAAAAAAAAKs/yVdMUzGAA6w/s320/tumblr_m91yg9upqg1qjpib8o1_500.jpg" width="278" /></a></div>
<br />
<br />
Resimdeki kız ne güzel aynı ben. Tamam benden daha güzel, kabul ediyorum. Ama burnumu yaptırsam, üc bej kilo versem tıpkısının aynısı olurum Allah'ıma kitabıma. Ama bu kızın evi pis olur, temizlik yapmaz bu, ben adamı gözünden anlarım, yani bi evlenilecek kız değil, yani bi ben değil. Yemek de yapmaz bu aç kalırsınız. Var mı Türk kızı gibisi. O yüzden işte olum biz bulunmaz hint kumaşıyız. Kıskandım mı? Kim ben mi? Bu kızı mı kıskanıcam, bunun neresini kıskanayım be. Tamam lan tamam bu gavur kızları da ne güzel oluyor. Bizim kadar temiz değildir yine de. Temizliğe taktın diyeceksin şimdi biz küççükken halı yıkama fabrikaları yokkene bir halı yıkardık köpürte köpürte. Yatak odası kapısının arkasında mutlaka temiz bir kaç rulo halımız hazırda beklerdi. İşte biz böyle annelerin elinde büyüdük. Kıymetimiz bilinmiyor. Yağmur yağdığında kahve içip kitap okuyamadım. Annem balkondaki çamaşırları toplatırdı ıslanmasın diye. Sonra Türk kızları niye bu kadar atarlı oluyor? Şimdi anladın mı niye atarlı oluyor.<br />
<br />
Türkiye standartlarında bu kadar güzel olunca peşimde hem yakışıklı hem kaslı hem zengin hem komik hem karizmatik erkekler eksik olmuyor. Güzellik başa bela. İnanmadınız değil mi? Ne yalan söyleyeyim ben de kendime inanmadım şu anda. Yok öyle bir şey çünkü. Sonra güzel değilim ki ben. Belki de güzelimdir. Bazen güzel bazen çirkinim. Çirkef bir yanım var o zaman çirkin oluyorum. Mesela kıskancım ben ve fena halde belli ediyorum, bildiğin cadı oluyorum. Bana yakışmıyor ama sevdiğim adamı kıskanırım, yani onu kıskanmayacağım da sokaktan geçen adamı mı kıskanacağım.<br />
<br />
Aslında kadınların erkeklerden beklediği şeyler var. Tamam çok şey var, liste uzun. Canınız sıkılmasın diye uzun lafın kısası mesela benim adam (adam nerden benim oluyor onu da bilmiyorum) karşıma çıksa dese ki:<br />
<br />
"Yeter lan benimsin, seni üzeni s*kerim, adım attığından haberim olacak, canını yakanı yakarım, kılına zarar gelirse ortalığın a*ına korum"<br />
<br />
ama demiyor işte.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-85199286113873928972012-10-21T22:57:00.002-07:002012-10-21T22:57:36.718-07:00Geride Bıraktıklarımızı Özlüyor, Elimizin Altındakinden Sıkılıyor, Ulaşamadıklarımıza Tutuluyoruz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-bPeQb729lyQ/UITRjgidEtI/AAAAAAAAAKY/VUlpmGULCyc/s1600/tumblr_mbrkwiQRXT1rxfwujo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/-bPeQb729lyQ/UITRjgidEtI/AAAAAAAAAKY/VUlpmGULCyc/s320/tumblr_mbrkwiQRXT1rxfwujo1_500.jpg" width="246" /></a></div>
<br />
<br />
Zeki değilim. Komiğim. Zeki olmadığımı herhalde bu zamana kadar anlamışsınızdır. Yazılarımı okuyanlarla zaten akraba daha doğrusu arkadaş gibi olduk. Ama komik olmak insana para kazandırmıyor. Mesela işyerinde bu kız çok komik bunu terfi ettirelim demiyorlar. İşte sorun da bu. Lan arkadaşlarım teker teker terfi ediyor, kariyer basamaklarını bir bir çıkıyor ben de daha tık yok. Bazıları kariyer yapınca bildiğin götü kalkıyor artık seni tanımaz oluyor oysa ben onların işsiz parasız dönemlerini biliyorum. Zamanında benden borç isteyen arkadaşım artık beni küçümser oluyor bu yüzden herhalde müdürleri sevmiyorum. <br />
Müdür olmak gibi bir amacım hiç olmadı ben satış sektöründeyim. Böyle müşterilerle muhabbet edeyim, takılayım modundayım. Benden çok güzel ev hanımı olur. Nasıl özeniyorum çalışmayan kadınlara. Çalışmadığım zamanlarda da çalışan kadınları kıskanıyorum.<br />
<br />
Benim satış müdürüm Türkan Şoray'ın post modern hali. Erkek olsam kendisine aşık olurdum, erkekleri kendisine hayran bırakan kadınlardan ama evli ve mutsuz. İşinde çok başarılı evlilik hayatında başarısız. İşte ben iş hayatında çok başarılı olmadığım için evlilikte başarılı olacağımı düşünüyorum en azından bunda kendime güveniyorum. Öncelikle masrafsız biriyim. Kuaföre gitmem, saçımı kendim yaparım. Allah vergisi cildim pürüzsüz olduğu için kremlere dünyanın parasını yatırmam. Allah bana acımış olabilir. Çünkü çok para kazanmıyorum. Evlilik deyince bana bıyıklı evlenme teklifi etmişti. Annem telefonda bıyıklının düğünü olduğunu söyledi. Daha yazın benimle evlenmek istiyordu. Benimle evlenmek isteyen erkeklerin kısmeti açılıyor ama benimle değil başkalarıyla evleniyorlar. Üzülmedim çünkü başkasını seviyorum. Kimi sevdiğimden artık eminim. Aklımda hala hayırsız var açıkçası. Acaba kendisi de beni düşünüyor mudur? Aklına geliyor muyum? Ne yapıyor? Karşısına çıksam ne yapar? Kafamda deli sorular.<br />
<br />
Çok ilginç bir ev arkadaşım var. Geçenlerde uzaktan bir akrabası evleniyormuş ailesi uzak bir şehirde oturdukları için biz katılamıyoruz bizim yerimize sen git demişler. Arkadaşım da tek başına gitmek istemedi. Birlikte gidelim mi? diye sordu. Düğün benim işim, dedim. Ben düğünlere gitmeyi severim. Kalkıp oynamasam bile saçı yapılmış, abiye kıyafetler giymiş, kuaförlerin makyajıyla palyoçlara benzemiş kızlara bakarım. İlgimi çeker düğünler. Mesela yeni gelinleri hemen bilirsiniz, kuyumcu dükkanı gibidirler. Yakışıklı erkekler özel ilgi alanıma girer. Yakışıklı biri oynuyorsa piste çıkıp göbek atma ihtimalim bile var. Neyse hadi gideyim dedim. Zaten param yok bugünlerde gezmeye de gidemiyorum. İşte bedavadan eğlence! Baktım arkadaşım mini etek giyiyor. Bir de arkadaşımın vücut ölçüleri bildiğin Victoria Secret mankenleri ölçüsünde. Ben de onun altında kalır mıyım? Hem belki kısmetim açılır. Hemen straplez bir elbisem vardı. Giydim.<br />
<br />
Efendim, canım ev arkadaşımla hiç bilmediğimiz tanımadığımız insanların düğüne gitmek için evden çıktık. Arkadaşım evlenen kızı az çok tanıyor. Salondan içeri bir girdik. Arkadaşımla şok olduk. Düğün değil mevlüt var gibi. Herkes kapalı. Sanki içeride hacı kafilesi var. Herkes bize bakıyor. Zaten arkadaşımla yarı çıplağız. Kendimi bildiğin çıplak hissediyorum. Niye bu elbiseyi giydim ki. Kimsenin bir şey dediği yok tabi ama ortama ayak uydurmak için daha münasip bir şeyler giyerdim. Arkadaşım gelin hanıma mutluluk diler dilemez hemen çıktık salondan. Eğer ben kapalı bir şeyler giymiş olsaydım emin olun ortalık mini etekli kızlardan geçilmezdi. Ne bahtsız insanım.<br />
<br />
Düğün maceramız arkadaşımla saçma sapan bir kabusa dönüşüyor. İşyerinde işler iyi gitmiyor. Evlenebilirim dediğim bıyıklı bir başkasıyla evleniyor, arkadaşlarım kariyer yapıyor, üstelik param da bitiyor. Belki şartları daha iyi olan bir iş bulabilirim. Ama iş aramaktan nefret ettiğim için işimden ayrılmayı göze alamıyorum.<br />
<br />
Elif Şafak'ın da başına böyle şeyler gelmiş midir? Düşünmeden kendimi alamıyorum şimdi.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-64984511261196703592012-10-19T23:01:00.001-07:002012-10-19T23:06:06.767-07:00Bir Kızı 40 Kişi İster Kız Kendisini İstemeyen 41. Kişiyle Kafayı Bozar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/--nUDnB7jU78/UIIraCA5BPI/AAAAAAAAAKE/oIxy-IOSid4/s1600/tumblr_macy8lS61r1rsb8sso1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://3.bp.blogspot.com/--nUDnB7jU78/UIIraCA5BPI/AAAAAAAAAKE/oIxy-IOSid4/s320/tumblr_macy8lS61r1rsb8sso1_500.jpg" width="212" /></a></div>
<br />
<br />
Ben senin çevrendeki kızlar gibi olamıyorum. Bu yüzden hep bir adım gerideyim, hep biraz eksiğim, anlıyor musun? Benim büyüdüğüm mahallelerde kızlar mini etek ya da şort giymezdi, ayıptı, günahtı diye. İşte biz öyle bir çevrede büyüdük. Mini etek giyemiyorum. Alışmadık götte don durmazmış. Ben şimdi seksi olamıyorum diye mi kaybediyorum. Olabilir. Bu dünyada her şey olabilir.<br />
<br />
Ben senin çevrendeki kızlar gibi olamıyorum. İlk adımı atamıyorum, muhabbete hemen giremiyorum. Rol yapamıyorum, yalan söyleyemiyorum. Bunları yapabilsem var ya her şey farklı olabilirdi. Mutlu olabilirdik. İşte bu küçücük mutlu olabilme ihtimali beni hayata bağlıyor. Küçücük umutlar biriktiriyorum. Belki erkeklerin yalan bile olsa duymak istedikleri cümleler var. Sonuçta sen de bir erkeksin. Gururun ruhun okşansın istersin. İstersin tabi. Haklısın. Benimde hatalarım oldu. Dönüp dolaşıp kendime geliyorum. Belki sana bu kadar uzak durmamalıydım.<br />
<br />
Aslında erkekler basit yaratılmış. İşi zorlaştıran karmakarışık hale getiren biz kızlar. Mesela öpüldüğünde kadını iten bir erkek hiç duymadım ben. Ama önemli olan biz kızlar için o öpücüğü bir erkeğin hak etmesi lazım. İşte burada işler karışıyor.<br />
Ben senin çevrendeki kızlara benzemiyorum. Kadınla erkeğin arasında bir mesafe olur. Biz öyle gördük öyle büyüdük. O yüzden duygularımı sana belli edemedim, belki kendimi sana anlatamadım. Şimdi ne desen haklısın. Öyle renkli, çekici belki seksi bir hayatın içinde aklına bile gelmiyorum. Bir gün sana o kapıldığın dünyanın yalan olduğunu anlatacağım. Bir gün sana her şeyi anlatacağım. Zamanı gelince. Şeytan diyor git kapısına kapan. Erkek olsaydım yapardım lan. Kapısında yatardım. Ne olacak yani bir gece kapısında beklemişim çok mu?<br />
<br />
Düşününce hatayı kendimde buluyorum, ağlayacak gibi oluyorum. Düşünmesek diyorum. Her şeyi unutsak. Yeniden başlasak. Buna inanıyorum, her şeyin eskisi kadar güzel olacağına, yeniden başlayacağımıza. Çünkü gerizekalıyım, malım.<br />
Böyle kederli, ezik büzük yazılar yazmak huyum değil aslında. İnsan bazen kederleniyor, kendini onca kalabalık içinde yalnız hissediyor. Bana hep oluyor. Sen yanımda olsan hiç kendimi yalnız hissetmem, biliyor musun? Nerden bileceksin, sana hiç anlatmadım ki. Niye anlatmadım lan. Bak şimdi pişman oldum. Karşına geçeydim açaydım kollarımı ben sensiz yaşayamam, beni bırakma diyeydim. İşte ben diyemiyorum. Susuyorum. Bu huyumdan nefret ediyorum.<br />
<br />
Mutlaka sana anlatmalıyım. Beni bir dinle ondan sonra ne halt yersen ye. Şöyle sakin kafayla bir dinle. Sana çay yaparım. Biliyor musun benim çayımı herkes çok beğenir. Özellikle babam sonra amcam. Bizim evde çayı hep ben demlerim, bulaşıkları da bana yıkatırlar. Evi de ben süpürürüm, tozu da ben alırım. Evlenirsek evimiz çok temiz olur ya da evi bok da götürebilir, bilemiyorum yani ruh halime bağlı. Başımda annem olmayacağı için temizlik yapmama gerek kalmayabilir. Pazar sabahları kahvaltıyı ben hazırlarım ekmek almaya sen gidersin, mutlaka gazete de al yanında. Haftasonları gazete eklerini okumayı çok severim ben. Gömleklerini de ütülerim bu kıyağımı da unutma.<br />
<br />
Bir kızı 40 kişi istermiş kız kendisini istemeyen 41. kişiyle kafayı bozarmış. Ben de seninle kafayı bozdum, kusura bakma.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-15962438503548327752012-10-13T23:41:00.000-07:002012-10-13T23:41:13.964-07:00Hamur İşinin Ustası Gözlerinin Hastasıyım<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-ZtM_PIwC1r8/UHpUuSAqO9I/AAAAAAAAAJw/lYWnAYu7qog/s1600/tumblr_m1b3m2ieLQ1rpfj1wo1_500+(1).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-ZtM_PIwC1r8/UHpUuSAqO9I/AAAAAAAAAJw/lYWnAYu7qog/s320/tumblr_m1b3m2ieLQ1rpfj1wo1_500+(1).jpg" width="213" /></a></div>
<br />
Yukarıdaki kızın ben olmadığını herhalde tahmin etmişsinizdir, mal değilsiniz ya! Benim böyle yüzüm olsa şu anda Türkiye'nin en çok seyredilen dizisinde oynuyor olurdum lan. Aslında üniversite birinci sınıftayken -o zamanlar çok güzeldim- bana bir ajanstan teklif gelmişti ben korkup hayır demiştim annem çok kızmıştı kabul etmediğim için. Annem zaten sürekli kızar. Onun dünyaya kızmak için geldiğini düşünüyorum. Evlatları arasında da en çok bana kızar, sinirlenir. Ben de az değilim belki hak ediyorum. O değil de kız çok güzel be. Bebek gibi. Buraya uygun fotoğraf ararken bunu gördüm ve dayanamadım yoksa bu kızın benim yazımla yakından uzaktan alakası yok, baştan söyleyeyim de.<br />
<br />
Bu arada annem rahatsızlandığı için annemin yanına gitmiştim. İznim bitiyordu ve ben işe gitmek hiç istemiyordum. Ne olur çalışmasam yani zengin bir koca bulurum, oh mis. Anneme yolunu yapmaya çalıştım. İşi bıraksam gibilerinden konuştum. Annem öyle bir bakış attı ki. O bakışı çok iyi bilirim küçükken bana terlik atarken ki bakışları vardı ve yanında terlik olsaydı yine atardı. Eğer işi bırakıp annemin yanında kalırsam bana bu dünyayı zehir edecek, belli. Çalışmam da gerekiyor bildiğin fakiriz lan biz. Annem haklı yani.<br />
<br />
Ben paşa paşa gittim işe. Sabah müdür bir ayar çekti bana. Annem hasta diye izin almıştım ya. Ama bu arada eve girmedim lan bildiğin it gibi gezdim, gezdiğim yerlerin fotoğraflarını Facebook'a koydum. Çünkü aptalım harbiden aptalım lan ben. Yaptığım şeylerin sonuçlarını tahmin edemiyorum, düşünemiyorum. Müdür hanımın Facebook'u yok ama birileri haber vermiş demek ki. Ben durur muyum? Karşısında çocuk yok. Beni böyle azarlayamaz, tamam mı? Yok işler birikmiş de bilmem ne. Birikmişse bana mı birikmiş lan göt, ben böyle işin .mına koyayım; dedim bizim müdüre inanır mısınız? İnanmadınız tabi. Çünkü hiçbir şey demedim paşa paşa çalışmak için masama gittim. Çok param olsa ya da zengin bir babam olsaydı derdim lan, anasını satayım.<br />
<br />
Büyük şehirleri hiç sevmiyorum efendim. Bildiğin mahalle insanıyım ben. Sokaklarda yazın gece yarılarına kadar oynamış bir neslin son temsilcileriydik biz! Kapı önlerinde saatlerce oturan, gelip geçeni dikkatlice inceleyen dedikoducu teyzeler vardı, onları hiç sevmezdim. Onları bile özledim. Özlediğim çok şey var. Onun kokusu mesela. Onun gülüşü var. Gülerken gözlerini kısması var. İnşallah mutsuzdur. Umarım yemek yapmayı bilmeyen bir kızla tanışırsın, aç kalırsın, açken çok sinirli olursun, sinirlenince kavga edersiniz kavga edince ayrılırsınız.<br />
Belki aklına ben gelirim çok güzel börek yapardı, dersin.<br />
Çünkü ben bildiğin boşnak kızıyım. Hamur işinin ustası gözlerinin hastasıyım.<br />
<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-42378021414045630242012-10-09T00:02:00.001-07:002012-10-09T00:02:15.863-07:00Yazdıklarından Yola Çıkarak Birine Aşık Olmak İstiyorum<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-g8PJdses8Ek/UHO4w9frtnI/AAAAAAAAAJU/pwIuA_VqQvw/s1600/tumblr_m5hbtkc66S1qe901io1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://1.bp.blogspot.com/-g8PJdses8Ek/UHO4w9frtnI/AAAAAAAAAJU/pwIuA_VqQvw/s320/tumblr_m5hbtkc66S1qe901io1_500.jpg" width="212" /></a></div>
<br />
Ne istiyorum biliyor musunuz? Sırf yazdıklarından yola çıkarak birine aşık olmak istiyorum. Hiç dokunmadan, konuşmadan...Mesela mektup arkadaşım olurmuş birisi ve ben ona aşık olurmuşum. İsterdim lan böyle bir şey. Ama bu devirde zor be. Birbirimizi sadece mektup yazalım. Canımız ne isterse onu yazalım belirli bir konumuz olmasın. Mesela ben havaların soğuduğundan ve çamaşırların kurumadığından şikayet edeyim. Sen bana patronun maaşına zam yapmadığından şikayet et. En önemlisi birbirmize teselli veren basit cümleler kurmayalım. "Boşver", "Zamanla unutursun", "Sana sevgili mi yok"gibisinden cümlecikler yerine en fazla siktir et, diyelim birbirimize. Küfür serbest olsun. Sinirlenince küfür etmeyen insanların ne söylediklerini hep merak etmişimdir zaten.<br />
<br />
Ben nadiren sinirlenen birisiyim. Allah beni doğuştan Prozac'lı yaratmış. Normal halim Prozac içmiş insan gibi hatta bazı zamanlar kafayı çekmiş insan gibi; ota boka gülerim ben. Mesela konuyla alakasız bir şey söylerim karşımdakini dumur ederim. Ben de böyle manyağın biriyim, Allah benim de belamı versin. Neyse ki Allah her zaman kullarını ciddiye almıyor. Ben kolay kolay sinirlenmeyince sinirlenmediğime sinirlenen kişiler olmuştur çevremde hep başta annem olmak üzere. Sen ne rahat bir insansın, sen kime çektin, diyerek bir başlar annem, babamın sülalesinden çıkar. Çünkü ben fiziksel olarak halama ki -halam kardeşler arasında en güzel olanı bu da Allah'ın bana yaptığı bir kıyak- kişisel olarak babama benziyorum. Babam da söylemesi ayıptır rahat bir insandır. Neyse konumuza dönelim.<br />
<br />
Bu devirde mektup yazan erkek kalmamıştır. Mektup yazan kadın da kalmamıştır. Hatta mektup yazan son insanın ben öldüğünü düşünüyorum.<br />
<br />
Hep böyle sıradışı şeyler istemişimdir. Sıradışı şeyler sevmişimdir. Sıradışı bir erkeği sevmek gibi. Sıradışı derken asosyal olmasından bahsediyorum. Benim bir hayırsızım vardı. Yazılarımı okuyanlar bilirler. Kendisi asosyal biriydi. Onu ilk gördüğümde az konuşuyor konuştuğunda çok zekice şeyler söylüyor ya da kaliteli espriler yapıyor beni güldürüyordu. Gerçi beni güldürmek zor değil ya. Asosyal erkeklerde beni çeken bir şey var belki içgüdüsel analık duygusuyla yaklaşmak olabilir. Asosyal birini topluma kazandırmak hiç kolay iş değildir. Ben çok yoruldum bu işten. Belki bu yüzden mektup arkadaşı istiyorum. Belki artık yorulmak istemiyorum. Onun yazdıklarından yola çıkarak kafamda bir kahraman yaratmak istiyorum. Kahraman deyince aklıma geldi, hadi aklıma geleni de yazıverem. Bir akadaşım vardı benden 10-15 yaş kadar büyüktü. Hep yanlış erkekler sevdi. Bir gün bana artık erkeklere ihtiyacım kalmadı hayatımda bir erkek istemiyorum, demişti. Oysa ben erkeksiz bir hayat bile düşünemiyorum, ne sapık bir insanmışım lan ben. İşte burada kaybediyorum sanırım. Sevdiğim insanı kaybetmekten çok korkuyorum, ayrılırsak sanki yaşayamazmışım ölürmüşüm gibi geliyor. Bu yüzden fazla ilgi gösteriyorum. Erkekler çok ilgiden hoşlanmazlar. Kaçarlar. Ben bu paha biçilmez tespitimden sonra hayırsıza ilgi göstermemeye karar verdim. Daha ortasını bulamadım. Ya çok ilgileniyor ya da yokmuş gibi davranıyorum.<br />
<br />
Kısaca hayali bir erkeğe aşık olmak istiyorum. Hiçbir şey gerçek kadar sıkıcı olamaz.<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-4759563401157736622012-10-04T22:43:00.000-07:002012-10-04T22:43:45.193-07:00Her Şey Üst Üste Gelir Ortası Yoktur Bazen Hayatın<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-oEtcnUiyjlg/UG5i5La3ZmI/AAAAAAAAAJA/4Zw4eglJ16Y/s1600/audrey4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="255" src="http://1.bp.blogspot.com/-oEtcnUiyjlg/UG5i5La3ZmI/AAAAAAAAAJA/4Zw4eglJ16Y/s320/audrey4.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
Beni sevmek zorunda değil hiç kimse. Ama sevilmek istiyorsun yine de, ilgi görmek, iki çift güzel laf duymak istiyorsun. Fazla bir şey değil. Soruyorum kendime: "niye beni birisi sevsin diye?" Ben olsam severdim lan kendimi. Kendime çıkma teklifi ederdim. Öperdim, koklardım, şımartırdım kendimi. Ne diyorum lan ben. İyice kafayı yedim yalnızlıktan.</div>
<div>
Bazen olur işte. Her şey üst üste gelir. Param bitiyordu, yıllık iznim bitiyordu. Depresyondaydım, saçlarımı kısacık kestirmek istiyordum. Nasılsa saçlarım yüzüme döküldüğünde düzeltecek bir erkek yoktu hayatımda. Galiba bıyıklıya da aşık oluyordum. Rüyama bile giriyordu. </div>
<div>
O kadar çok karşılaşıyorduk ki sokakta. Çünkü aynı mahallede oturuyorduk ve muhtemelen çoğunluk karşılaşmak için dışarı çıkıyorduk. Sokakta kimseler yokken sıkıştırsam mı? Aklıma böyle tuhaf şeyler geliyordu. </div>
<div>
Erkekleri kendine kul köle yapan kızlara hayranım. Ben o konuda ortaokul ergeni gibiyim. Ölsem ilk adımı atmam. Belki bu noktada kaybediyorum, bilemiyorum. </div>
<div>
Zaten benim hayırsız beni unutmuş gibiydi. Hatırlatayım iş nedeniyle Samsun'a gitmişti. Acaba napıyor ki orada? Ölsem haberi olmayacak. Değerimiz bu kadarmış demek. Ne yazık! Artık rüyalarımı da girmiyor, sanıyorum o da unuttu beni. Ne çabuk lan. Bak hırslandım şimdi. Ben unutulacak kadın mıyım? Evet, öyle. Ben bile kendimi kaybettim. Biri beni bulsun istiyorum. Yoruldum artık gelsin beni alsın, razıyım. </div>
<div>
Unutulmanın insanın canını yakan bir tarafı var. İnsanda güçlü bir intikam duygusu uyandırıyor. Savaştan yeni gelmiş üstelik yenilmiş bir asker gibi yorgunum uğraşmak istemiyorum. Unutanın da canı </div>
<div>
cehenneme.</div>
<div>
Bıyıklıya gelince neden benimle konuşmadığını bilemiyordum. Yanıma gelip konuşmaya cesareti mi yoktu? İnsanların söylediğine göre karşıdan bakıldığında soğuk, havalı ve kendini beğenmiş bir tavrım varmış. Aslında hiç öyle birisi değilimdir. Yoksa "bu kız bana bakmaz" diye mi düşünüyor, kimbilir? Eğer öyleyse çok üzülürüm çünkü baya bildiğin hastayım ben bıyıklıya. Tavrına, duruşuna, gülüşüne, bakışına bildiğin eski Türk filmlerindeki kızlar gibiyim. Hani kız adama aşkından ölüp bitiyordur ama söylemez ya. Eskiden o kızlara ne gülerdim çok saçma gelirdi. Şimdi bu saçmalığın içine ben düştüm. Kendi kendime de gülüyorum zaten. Sen onca kitaplar oku üniversite bitir ama bir erkeğe sevdiğini belli edeme. Şaşılacak şey. Göz göze gelince gözlerimi kaçırıyorum acaba yanlış mı anlıyor beni? Göz mü kırpsam, öpücük mü atsam, saat mi sorsam, sikseler yapamam. Ben de bildiğin kalasım yani. Mesela yanlışlıkla gömleğine kahve döksem yıkamak bahanesiyle düğmelerini çözsem falan. Böyle masum fantezilerim vardı. Gömleğinin düğmelerini çözecek kadar yakınlaşsak da benim yazılarımı okuyanlar da rahat etse. Biliyorum sevgili okuyucu, sıkıldınız. Beni sevmeyi deneyebilirsiniz. Benden nefret de edebilirisiniz ona da eyvallah.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-8326125575791724322012-09-28T22:48:00.003-07:002012-09-28T22:53:57.256-07:00İstediğin Kişinin Umurunda Olmazken, Hiç Tanımadığın Kapında Köle Oluyor <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-pgeg94Yuf04/UGZ6p4vTDwI/AAAAAAAAAIs/LqMuRrK5WuQ/s1600/tumblr_mb2uj9xzcZ1ru8m5ko1_1280.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://4.bp.blogspot.com/-pgeg94Yuf04/UGZ6p4vTDwI/AAAAAAAAAIs/LqMuRrK5WuQ/s320/tumblr_mb2uj9xzcZ1ru8m5ko1_1280.jpg" width="250" /></a></div>
<br />
Gitti ve ben arkasında güneşten eskimiş bir renk gibi hissettim kendimi. Ayrılığı kim bulmuşsa hiç hoş değil. Bu noktada söyleyecek hiç bir sözüm kalmıyor. İki insan birbirinin alnına yazılmışsa eninde sonunda birbirlerini bulurlar. Belki yeniden birbirimizi buluruz, belli mi olur?<br />
<br />
Tahmin ettiğim kadar olmadı, hiç ağlamadım, uykuya vurmadım. Dünyanın sonu gibi davranmadım. Galiba büyüdüm. Yorulmuştum sürekli bu ilişkiyi didiklemekten, beni sevdiğine dair ip uçları yakalamaya çalışmaktan. Özlemek gerekir bazen. Belki o da özler beni. Aklı başına gelir. Kim bilir?<br />
<br />
Bu arada annem rahatsızlanıyor. Annemin yanına gitmek için izin alıyorum. Kafamı dağıtmış olurum, iyi olur. Ailemin yanına gitmek bana iyi geliyor. Burada hiç ummadığım bir şey oluyor. Bir komşumuzun oğlu annesini göndermiş bize, benimle evlenmek için. Annem kafam karışmasın diye bana söylememiş, komşu teyzeyi de geçiştirmiş. Şaşırdım. Hem de çok şaşırdım. Hiç tanımadığım beni uzaktan gören birisi benimle evlenmek istiyor. Koca bir ömür lan, kolay değil. Acaba kafayı mı yedi diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Hoşuma da gitmiyor değil hani. Evlenme teklifi boru değil yani. Ama dur bir dakika kim lan benimle evlenmek isteyen bu manyak? Yani akıllı biri olmadığı kesin. Komşu teyzeyi tanıyorum ama oğlunu hiç görmemiştim. O beni nerede gördüyse artık. İlk planım bu çocuğu görmek. Annem de o kadar hasta değil maşallah benden sağlam. Ergen kızlar gibi hemen eski arkadaşlardan birini arıyorum. Kimseyle buluşamıyorum, kimse kalmamış burada. Hepimiz dağılmışız en yakın arkadaşım Eskişehir'de bir tanesi İzmir'de. Bu çocuğu göremezsem çıldıracağım. Anne çok merak ettim şu cocuğu göstersene diyorum. Ne çocuğu kızım 25 yaşında kocaman adam, diyor. Ooo yaşı da iyiymiş. Evlensem ya ben bunla ya, ne güzel olur. Gerçi daha görmedim, olsun. Görmüş kadar oldum valla.<br />
<br />
Kendime güvenim geldi, yeminle. Tabi canım eli ayağı düzgün biriyim, renkli gözlüyüm, beyaz tenliyim ama karaktersizim; lan uğruna ölüp bittiğin adam daha gideli üç gün oldu. Sen adamı hemen sattın valla. Ne yapayım o da evlenme teklifi yapıp gitseydi, parmağıma bir yüzük taksaydı, çok mu zordu yani. Yok ben onun niyetini biliyorum. Kimseye bağlanmak istemiyor ya paşam. Böyle gelir elinden alırlar işte. Dur bir soluklan kızım; kendine gelin güvey olma. Daha çocuğu görmedin.<br />
<br />
Anne ya şu çocuğu bana göstersene, diye annemin başının etini yedim. Annem söylediğine pişman oldu. "Ben malımı bilmez miyim? Sana hiç söylemeyecektim." diyerek söylendi.<br />
Hiç unutmuyorum günlerden çarşambaydı. Pazar kurulmuştu. Bütün kasaba sokaktaydı. Zaten pazara giderken anneme hayır demek gibi bir lüksümüz olamazdı. Bu sefer koşa koşa gidiyorum. Belki görürüm. Annem uzaktan birini gösteriyor, işte şu karşıdaki, diyor. Kafamı çevirdiğimde onu bana bakarken yakalıyorum. Utanıyorum, kafamı yere çeviriyorum. Ne bileyim küçüklükten beri böyleyim biraz utangaç bir tarafım var. İnsanlar da beni aklı başında hanım hanımcık biri sanıyorlar.<br />
Sürekli karşılaşıyoruz, göz göze geliyoruz ama konuşmuyoruz. Tahmin ettiğimden daha yakışıklı. Öğretmen miymiş neymiş. Evet biraz devlet memuru tipi var, efendi biri. Bıyık bir erkeğe bu kadar mı yakışır, ama yakışmış yüzüne işte.<br />
<br />
Evlensem ya anne ben bu çocukla, diyorum. Ben annesine olmaz dedim, diyor annem. Niye öyle dedin ki? diye soruyorum. Kızım yedi kocalı Hürmüz mü olacan sen benim başıma, sevdiğin biri var diye öyle dedim, diyor.<br />
<br />
Allah'ım kısmetsizim işte. Yine yalnızım. Evlenmek istememin altında yatan asıl sebep biraz intikam almak benim hayırsızdan. Evlendiğimi, başkasının olduğumu duysun, üzülsün istiyorum<br />
Hayırsıza inat evlenirsem bıyıklıya da çok ayıp olur be. Mutsuz oluruz. Belki de mutlu oluruz, çocuklarımız olur. Ben geçmişi unuturum, mutluluğu onda bulurum. Çoluk çocuğa karışınca, geçim derdine düşünce, diyorum insanın aklına gelir mi eski sevdiği?<br />
<br />
Bir kaç gün daha buradayım. Uzatsam mı tatili? İşe gitmek, İstanbul'a dönmek, o kargaşanın içinde boğulmak hiç istemiyorum, her şeyi bırakasım var. Mutlu değilim.<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-59679360732152509052012-09-21T23:14:00.000-07:002012-09-21T23:21:42.702-07:00Hayatlarımız Farklı Yalnızlığımız Aynı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-XFgCe7hsfOU/UF1HT7coIGI/AAAAAAAAAIY/iEAKzzoHoGk/s1600/tumblr_m9sqqkafch1ql03t9o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-XFgCe7hsfOU/UF1HT7coIGI/AAAAAAAAAIY/iEAKzzoHoGk/s320/tumblr_m9sqqkafch1ql03t9o1_500.jpg" width="213" /></a></div>
<br />
<br />
İnsan kendini değiştirse bile kaderini değiştiremiyor. Galiba yalnızlık benim alnıma yazılmış. Ne kadar başarılı, çalışkan, dürüst, yakışıklı veya güzel olsanız da bunlar mutlu olmak için yeterli değil. Hatta mükemmel özelliklerin tümü sizde olsa diyelim işte sırf bu yüzden insan yalnız kalırdı. Çünkü kimseye ihtiyaç duymazdınız. Ben mükemmel değilim. Bir erkeğe ihtiyacım var. Bunu çok açık yazıyorum çünkü gerçek. Bunu kızlar pek itiraf etmez, bir zaaflık olarak görürler. Evet, yakışıklı erkeklere zaafım var bu da bugünün ikinci itirafı olsun.<br />
Ama yanlış anlaşılmasın hayatımda bir erkeği sevdim. Onun beni sevdiğinden asla emin olamadım. Derler ki dünya bir imtihan yeridir. İşte benim de sınavım bu galiba. Başkasını sevemiyorum ondan vazgeçemiyorum da. Sonumuz ne olacak hiç bilemiyorum.<br />
Her şey yolunda gidiyordu, yalan hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Ben her şey yolundaymış gibi davranıyordum. Muhtemelen o da benden vazgeçemiyordu. çünkü çevresinde güzel kızlar vardı. Bir işi, parası, arabası vardı üstelik uzun boylu ve yakışıklıydı. Yani kızların istediği her şey onda vardı.<br />
Bunun farkındaydı. Belki bu yüzden bana davranışları eskisinden daha farklı, daha mesafeli, daha havalı geliyordu.<br />
Oysa tanıştığımızda ikimizde parasız üniversite öğrencileriydik. Gerçekten cebimizdeki 1 lirayı bölüşürdük. Bir kere ikimizde okuldan çıkmıştık. Babam ertesi gün bana para gönderecekti. Yanımda hiç para yoktu. Onun babası yoktu. Burs alıyordu iki, üç yerden. Sanırım o da burslarını henüz almamıştı. Cebinde 1 lira varmış. O zaman çay 50 kuruştu. O son 1 lirayla oturup iki çay içmiştik, Beyazıt'da bir kafede.<br />
Bizim böyle anılarımız çoktur. Bir keresinde ben Eskişehir'e teyzeme gidiyorum, trenle. Benim hayırsız da geldi o da Eskişehirli. Annemi göreyim dedi. Aslında teyzemlere gitmek pek aklımda yoktu. Ama teyzemin bir kızı vardı. Kuzenimi çok severdim. Tek çocuk olduğu için kardeş gibi büyüdük. Baktım bu Eskişehir'e gidiyor. Ya bende teyzeme gidecektim, dedim. Takıldım buna. Ben otobüs yolculuklarını severim. O ise tren yolculuklarını. Bindik trene. Teyzem babama haber veriyor. Aslında babamlar Ankara'da yaşıyorlar. Babamın işi düşüyor ya da beni görmek için geliyor tam bilemiyorum yani. Babam da bana çok düşkündür. Neyse biz trenden el ele sarmaş dolaş benimkiyle iniyoruz. Tabi benim babamdan haberim yok, teyzem de bir şey söylemedi. Ben miyop olduğum için uzağı göremiyorum. Meğer uzaktan babam geliyormuş. Resimlerden benim hayırsız babamı tanıyor. Baban uzun biri mi? diye soruyor. Evet, babam çok uzundur diyebiliyorum. Babam tam karşıdan bize doğru geliyor. Yavaşça elimi bırakıyor. İstersen ben kaybolayım, diyor. Babam kabak gibi seni de gördü yanımda kal, diyorum. Babama koşuyorum, sarılıyorum falan. Salağa yatıyorum. Babama üniversiteden arkadaşım diyebiliyorum. Babam o gün ilk defa beni bir erkekle görüyor. Tam on sekiz yaşındayım. Babamın nasıl davranacağını tahmin bile edemedim. Bana kızabilirdi çünkü. Ama babam beni şaşırtan bir şey yaptı. Benimkiyle tanıştı. Hatta tokalaştılar bile. Bölümünü falan sordu. Muhtemelen orada ayak üstü babamın gözüne girmeyi başardı. Ya da artık benim büyüdüğümü babam kabul etti. Bana hiçbir şey demedi. Gerçi sonradan annemi başının etini yemiş. Ben onu okumaya gönderdim, koca bulmaya değil, gibisinden anneme söylenip durmuş.<br />
Yine ilk tanıştığımız dönemde annesi beni merak ediyor. O da benim bir resmimi annesine veriyor. Ben de fotojenik değilim. Fotoğraflarda bir çirkin çıkıyorum anlatamam size. Annesi de konu komşuya benim fotomu gösteriyor. Herkes annesine bu kız senin oğluna yakışmıyor, demesin mi? Tam komedi ya. Neyse sonra annesiyle beni tanıştırdı da çirkin olmadığımı kadıncağız gördü. Aslında annesiyle tanıştığım günü ayrıca yazarım. Onun da bir hikayesi var çünkü.<br />
<br />
Belki de birbirimizi değil anılarımızı bırakamıyorduk, geçmişimizi bırakamıyorduk.<br />
Konuşmamız lazım, diyerek beni aradı? Ertesi gün buluşacağız ama ne diyecek lan bu bana, diye diye uyku girmiyor gözüme. İyimser yanım "evlenme teklif" edecek diyor. Kötümser yanım "ayrılmak isteyecek" diyor. E bir de benim hayırsız ikizler burcu. Sabah ayrılmak isteyip akşama evlenme teklifi yapabilir. Böyle de dengesiz bir kişilik.<br />
Buluşuyoruz. Bir yerde oturalım, diyor. Allah'ım meraktan çatlayacağım. Ne içersin, diyor. Kahve diyorum sek olsun. Ben gidiyorum, diyor. Nereye, diye soruyorum. Samsun'a diyor. Öylece kalakalıyorum. Çünkü İstanbul'da kalma sebebimdi o benim. Yoksa bu şehirde mutlu değildim. Biz Anadolu çocuğuyuz, çocukluğum küçük şehirlerde Anadolu'da geçti. İstanbul bana fazla büyük geldi. Hiç alışamadım. Ve şimdi İstanbul'da sevdiğim tek şey de gidiyor.<br />
İyi bir teklif almış. Geleceğimiz için bunu yapması gerekiyormuş. O da İstanbul'u sevmiyormuş. Falan filan. Bir şey diyemedim. Ne diyebilirdim ki. O an aklıma gelen tek şey Samsun'un kızları güzel midir? sorusu oldu. Ya çok güzel kızlar varsa orada ve beni unutursa. Beynimin içinde bin tilki dolaşıyor şimdi.<br />
Gülümsüyorum, ona destek vermem gerek. Arıza çıkarmıyorum. Arıza çıkarmayalım, alttan alalım derken bu ilişki de kazık bana fena halde girecek ya, bakalım.<br />
Hemen gidiyormuş. İçimden defol git demek geliyor ama bir şey diyemiyorum. İşte yine belirsiz bir durumla karşı karşıyayız. Bu belirsizliklerden nefret ediyorum. Kim bilir birbirimizi nasıl göreceğiz? O başka bir yerde ben başka bir yerde. Onun ailesi başka bir yerde, benim ailem başka bir yerde. Nasıl buluşacağız? Hiçbir fikrim yok. Ben de takıldım kaldım ona.<br />
<br />
Yine yalnızlık, yine mutsuzluk. Kaderim mi lan bu benim?<br />
Hayırlısı be gülüm, demekten başka elimden bir şey gelmiyor.Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-4422616187373922352012-09-13T05:53:00.002-07:002012-09-13T05:53:47.315-07:00Hiç Gitmeyecek Bir Erkek İstiyorum<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-tyPgynbKVKI/UFG0tSpZOPI/AAAAAAAAAH8/XERfVTZayl8/s1600/tumblr_m9osqemzHb1qb5t88o1_r1_500.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-tyPgynbKVKI/UFG0tSpZOPI/AAAAAAAAAH8/XERfVTZayl8/s320/tumblr_m9osqemzHb1qb5t88o1_r1_500.png" width="239" /></a></div>
<br />
İş çıkışından eve kadar düşündüm. Onu düşündüm, bizi düşündüm, beni düşündüm yani kendimi. Onun yanında mutluyum, huzurluyum. Bu huzur küçükken karnın acıktığında annenin mutfakta sana bir şeyler hazırladığını bilmenin verdiği huzura, babanın senin ihtiyaçlarını ne olursa olsun karşılayacağını bilmenin verdiği güvene benziyordu.<br />
O gülünce ben de gülüyordum, o ağlayınca ben de ağlamak istiyordum. Bunun adı aşktı, biliyordum.<br />
Korkuyorum onu kaybetmekten, kısa sürmesinden, gitmesinden, beni yarı yolda bırakmasından, bahanelerin arkasına sığınmasından.<br />
Korkuyordum bir kadının aramıza girmesinden, aramızı bozmasından. Ama aşk böyle bir şey değil ki. Kim seven bir erkeğin aklını çelebilir.<br />
Belki de bu korkularım yüzünden agresifleşiyorum zaman zaman. Bazı şeyleri aşmam gerekiyor. Çocukluğu bırakmam gerek.<br />
Böyle devam ederse sırf bu korkularım yüzünden onu kaybedebilirim. Bunu göze alamam, kendi kendimi tedavi etmeliyim, iyileşmeliyim, hastalıklı ruh halinden kurtulmalıyım.<br />
<br />
Hani o maç saatini beklerken, ben ocağa çay koyayım, acele etmeyelim, çay demini alsın. Maç başlasın, o maçı ben onu izleyeyim, sinirlendiğinde şafağında beliren damarı, çaya uzanışını, güldüğünde gözlerinin küçücük oluşunu seyredeyim.<br />
Hiçbir şey düşünmeyelim, aklımıza kötü şeyler getirmeyelim.<br />
Acele etmeyelim oturup bir film izleyelim, konusu ne olursa olsun farketmez. Önemli olan yanyana olmak birlikte bir şeyler yapmak. Komik bir dizi mesela İşler Güçler gibi izlerken birlikte kahkaha atalım.<br />
Elele tutuşurken ansızın elimi sık, sevgimiz taşsın.<br />
<br />
Eğer olur da ayrılırsak bunun ne kadar zor olacağını düşün. Yolda yürürken caddede ya da sokakta ya da işyerindeyken benim parfümümden kokarsa biri hiç aklına gelmez miyim? Bir düşün. İçinde ufacık bir sızı olmaz mıyım yani. Hani burnunu dayayıp kokusunu içine çekememek ne demektir bilir misin? Bir düşün istersen. Ya da benim en sevdiğim dizi başlayınca Behzat Ç. veya Leyla İle Mecnun diyelim. Bir an düşüneceksin beni, belki birlikte izlemek isteyeceksin. Bazen de sebepsiz yere aklına geleceğim. Tam da unuttum derken, işe giderken sabah erken. Akşamı zor edeceksin, içinden ağlamak gelecek yalnızlığın dibini göreceksin çünkü hiç kimse seni benim kadar sevmeyecek.<br />
Bir düşün ayrılık kolay değil.<br />
Ben düşündüm işyerinden eve giderken karanlık bir sokak ortasında. Hatalarımı, yanlışlarımı, durduk yerde çıkarttığım kavgaları, gereksiz kıskançlıklarımı.<br />
Ben düşündüm sensizliğin nasıl bir şey olacağını.<br />
Öyle bir sahiplen ki beni, kimse yan gözle bakamasın bana. Öyle bir davran ki asla gitmeyeceğini hissettir bana.<br />
Ayrılık bir daha gelmesin aklıma.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-34842585508760139952012-09-03T04:18:00.002-07:002012-09-03T04:18:56.722-07:00Evlenmezse Ölecek Hastalığı<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-SpVOxCaeh1Y/UESMqE45oUI/AAAAAAAAAHE/gXltFtkVKMc/s1600/tumblr_m9qxauQ7I51qluzylo1_500.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="151" src="http://2.bp.blogspot.com/-SpVOxCaeh1Y/UESMqE45oUI/AAAAAAAAAHE/gXltFtkVKMc/s320/tumblr_m9qxauQ7I51qluzylo1_500.png" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
İçimde bir sıkıntı vardı. Belki de evlenme yaşı gelip evlenemeyen kızlarda görülen bir tür sıkıntı idi. Annem babam doktora götürse muhtemelen bu kızı evlendirin hiçbir şeyi kalmaz, diyecekti. Evet, evlenemezse ölecek hastalığına yakalanmıştım. Hazır bir koca bulmuşken böyle bir fırsat yakalamışken kaçırmak istemiyordum açıkçası. Dal gibi delikanlı, ben evlenmezsem başkası evlenecek. Çünkü herkes bir gün evlenir, evlenmem diyenler bile!<br />
<br />
Benim hayırsızla hazır aramız düzelmişken evlilik için hazır olduğumu düşünüyordum. Bir taraftan da evliliği çok merak ediyordum. Zaten insanın başına ne gelirse ya meraktan ya taraktan gelirmiş. Sahi nasıl bir şey lan evlilik? Sevdiğinle aynı evde yaşamak, aynı yatakta uyanmak, tuvalet kavgası yapmak, ne yiyeceğimizi düşünmek, faturaları ödemek, en az üç çocuk yapmak. Bu adamla evleneyim bir düzine bile yaparım.<br />
Bir yandan sakin olmalıyım. Ortalıkta koca sıkıntısı varken benim hayırsızı korkutup kaçırmak istemiyorum. Onun yanına feminist ayaklarına yatıyorum. Aman evlilik o kadar da önemli değil, diyorum evlilikten söz açılınca. Alt tarafı bir imza yaeee, diyorum ağzımı burnumu ekşiterek sanki evlilikten tiksiniyormuşum gibi yapıyorum. Aslında bir yüzük çıkarsa vallahi çocuğun boynuna atlayacağım. Yok Türk kızı nazlı olurmuş da bilmem ne, siktirsinler. Yok öyle bir şey! Kendimden değil arkadaşlarımdan da biliyorum. Hepimiz evlenme meraklısıyız içten içe. Çünkü öyle programlandık.<br />
<br />
İstediğim yere gidebilirim, istediğimi yapabilirim, istediğim gibi yaşayabilirim, istediğim gibi biri olabilirim. Ama hayır ait olduğum yer onun yanı. Onun yanına uyum sağlayabiliyorum.<br />
Bilmiyorum hissettiklerimin ne kadar farkında.<br />
Mühim değil.<br />
Beklerim.<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-52208738296043015032012-08-23T23:17:00.002-07:002012-08-23T23:17:34.697-07:00Beni Yalnız Sevenler Anlar<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://3.bp.blogspot.com/-x2GiWEiKgf8/UDcQ1LM2BcI/AAAAAAAAAGw/vg7-GbxoWT4/s1600/tumblr_m98uwpIJiJ1qzvhmpo1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="231" src="http://3.bp.blogspot.com/-x2GiWEiKgf8/UDcQ1LM2BcI/AAAAAAAAAGw/vg7-GbxoWT4/s320/tumblr_m98uwpIJiJ1qzvhmpo1_500.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Kayıtlara geçsin diye söylüyorum bu hikayede sözü edilen salak, mal kişi benim. Aptalım. Bazen olur her insanın aptallık ettiği durumlar ama benimkisi farklı. İkili ilişkilerde pek zeki davrandığım söylenemez.<br />
Ben mükemmel değilim, ben sadece kafası karışık huzur arayan bir kızım. Evet bu aralar mala bağladım.<br />
Her şeyden önce bir iş görüşmesine gitmem mülakatı geçmem, işi almam ve para kazanmam gerekiyor. Bu şekilde daha ne kadar yaşayabilirim. Bir iş bulmazsam ailemin yanını gitmek zorunda kalırım ki bu en son istediğim şey.<br />
Arkadaşımdan takım elbise ödünç alıyorum son paramla topuklu ayakkabı alıyorum. Tam anlamıyla bir bankacı gibi görünüyorum. Aslında para işlerinden hiç anlamam. Matematikten nefret ederim. Kurumsal şirketler bana göre değil. Patron şirketlerinde de yapamam. Aslında çalışmak bana göre değil. Tembellikten değil de ben pek kurnaz biri sayılmam insan ilişkilerinde saf olduğum söylenir. Beni kandırmak kolaydır yalan sözlere hatta şakalara bile inanırım. Bu yüzden başıma çok olay geldi.<br />
Sonra mülakata gitmeden önce biraz hazırlık yapıyorum. internetten biraz araştırıyorum. Beni işe almaları için takla bile atarım. Yaptığım araştırmalar sonucunda istekli görünmem gerektiğini anlıyorum. Kafamın bir köşesine istekli görün, diye yazıyorum. Aslında işe alım mülakatlarında işe başvuranların yaptığı bence rol. Rolünü iyi yapanlar işi kapıyorlar.<br />
<br />
Bu arada benim hayırsızlara aramız süper. Çünkü ondan vazgeçmiştim. Bunu ona hissettirmiştim. Bir gün tesadüf eseri aslında tesadüf değildi. Ortak bir arkadaştan gece dışarı çıkacağını ve nereye gideceğini öğreniyorum. Bizim kızları ayarlayıp aynı yere gidiyoruz. Aslında ben ondan önce gitmişim. Gözüm kapıda deli gibi onu bekliyorum hani tutmasalar kapıdan girdiği anda boynuna atlayacağım. Ve işte beklediğim an, geliyor. Üstünde mavi bir gömlek altında klasik kesim lacivert bir pantolonla her zamanki gibi gene çok yakışıklı gözüküyor. Göz göze geliyoruz beni görüyor tam selam vereceği anda kafamı çeviriyorum, onu görmezden geliyorum, o yokmuş gibi davranıyorum. Gülüyorum, eğleniyorum ama içim kan ağlıyor. Ayrı masalarda olmak, birlikte eğlenememek, bir iki lafın belini kıramamak ne bileyim bana kendimi kötü hissettiriyor. Bir yandan huzurluyum. Mutsuzum ama huzurluyum. Artık yoruldum. Masasında güzel hatunlar oturuyor mesela içimden hepsinin saçını başını yolmak geliyor. Çünkü o benim değil. Bu duygu beni yoruyor.<br />
Gecenin sonunda yanıma geliyor. O kadar da aptal değilmişim, bu taktik işe yarıyor. Al işte ayağıma kadar geldi ya. Ona zafer kazanmış bir komutan edasıyla gülümsüyorum. Allah muhabbetini artırsın çok mutlu gözüküyorsun, diyor. Susuyorum. Acaba beni görmezden gelecek kadar sana ne yapmış olabilirim, diyor. Hani suratının ortasına bir yumruk atasım geliyor. Şuna bak ya zeytinyağı gibi üste çıkma çabaları. Seni deli gibi seviyorum Allah'ın belası, pislik herif, diyemiyorum tabi ki. Küçükken çok fazla Amerikan filmleri izlediğimi fark etmişsinizdir herhalde. Bu aralar kafam çok meşgul seni farketmedim bile, deyiveriyorum. Ben de kendime inanamıyorum.<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-87758803663143357362012-08-14T01:53:00.001-07:002012-08-14T01:53:31.948-07:00İçimizdeki Koca Bulma Dürtüsü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-LYdhZKmUtVk/UCoJLgqq7FI/AAAAAAAAAGY/0FRSVrOiNqs/s1600/tumblr_m8qiqwmaZv1rc115so1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="213" src="http://4.bp.blogspot.com/-LYdhZKmUtVk/UCoJLgqq7FI/AAAAAAAAAGY/0FRSVrOiNqs/s320/tumblr_m8qiqwmaZv1rc115so1_500.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Yoruldum. Çaktırmadan onun peşinde koşmaktan, kendimi sevdirmeye çalışmaktan. Hayır bilmiyorum benim gibi birisini nasıl sevmez lan. Sevmezse sevmesin it oğlu it. Ne diyeyim. Bir ilişkide elinizden gelen her şeyi yaptıysanız gerçekten içiniz rahat oluyor. </div>
<div>
Belki adam esmerlerden hoşlanıyor. O zaman söylesin tipim değilsin desin. Tam olarak sarışın sayılmam. Saçlarımın kumral olduğunu düşünürsek kumral sayılırım Nedir bu kumralların çektiği? Yok sarışının adı, esmerin tadı. Laflara bak laflara peki kumrallar ne olacak, piç miyiz lan biz? Neyse biz kumralları kategorizeleştirmemeleri de iyi.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Vazgeçmedim de sıkıldım artık bu oyunlardan. Adamın haberi bile yok benim planlarımdan. Onun ilgisini ne kadar çekmeye çalışırsam o hep başka taraflara bakıyor. Elimi sallasam belki ellisi ama ben kafayı 51. sine taktım.</div>
<div>
Belki saçlarımı sarıya boyatsam biraz daha uzatsam beğenir mi beni? Ya da siyah. Ama siyah bana hiç yakışmıyor. Galiba bir erkek için saç rengi değiştirmek bildiğin çılgınlık. Hep bu içimizdeki koca bulma geni yüzünden bunlar. Olay tamamen doğurganlıkla ilgili. İnsanların nesli neden tükenmiyor sanıyorsunuz? Evet bir erkek için şehir değiştirir, saçımızın rengini değiştiririz, işimiz bırakır, arkadaşlarımızdan vazgeçeriz. Çünkü sevdiğimiz adamdan çocuk yapmak isteriz olay tamamen içgüdüsel. Ama ben içgüdülerimin beni yönlendirmesine izin vermeyeceğim ne yaparsam kendim için yapacağım. Ben böyleyim kardeşim, işine gelirse. Sen sevmezsen elbet bir seven bulunur. Bizi de bir alan olur be gülüm. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
İçten içe evde kalmaktan da korkuyorum. Yani insan bu kadar evlenme meraklısı olur, pes! Ama ne yapayım ben de birlikte yaşamaya karşıyım. Kusura bakmayın o kadar da modern değilim bildiğin anneanne kafasındayım. Gelecek beni babamdan isteyecek, o tuzlu kahveyi içecek, büyüklerin eli öpülecek, baba evinden dualarla çıkılacak, resmi nikahın yanına imam nikahı da kıyılacak. Çok şey mi istiyorum. Bilmiyorum. </div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-72901416652865287142012-08-10T01:03:00.002-07:002012-08-10T01:03:28.596-07:00Ayrılığa İnanmıyorum<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-xgKTUS_OmEw/UCS7okZN6jI/AAAAAAAAAGE/Yh7xrFbEf5s/s1600/tumblr_m3qib4jSiw1qioi09o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-xgKTUS_OmEw/UCS7okZN6jI/AAAAAAAAAGE/Yh7xrFbEf5s/s320/tumblr_m3qib4jSiw1qioi09o1_500.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
Birbirini seven iki insanın ayrılacağına ben inanmıyorum. Nedenini ben de bilmiyorum. İçimde bir his var herşeyin daha iyi olacağına dair.<br />
Ayrılalım diyorsun. Yürütemiyoruz diyorsun. Bence şaka yapıyor olmalısın.<br />
Biz ayrılamayız, seven insanlar ayrılmazlar, sabrederler. Mutlu olacağız, kötü şeyler getirmeyelim aklımıza.<br />
Kurtuluş Savaşı'nı düşün. Dedelerimizi, atalarımızı düşün. Bu topraklar için canını veren Mehmetçikler aşkına düşün! Kolay mı bu topraklarda pes etmek, çabuk vazgeçmek, yenilmek, kaybetmek, söyle!<br />
Sertap Erener'in Eurovision birinciliğini düşün, nasıl heyecanlanmıştık o gece milletçe.<br />
Bursaspor'un şampiyon olduğu zaman şehrin caddelerinde deli gibi dolaştığımız geceyi düşün!<br />
Bir yılbaşı gecesi Eskişehir'de Doktorlar Caddesi'nde ayazdan üşüyüp birbirimize sarılarak dinlediğimiz Yeni Türkü konserini düşün.<br />
Biz daha çocukken Naim Süleymanoğl'unun kırdığı dünya rekorunu düşün.<br />
Kötü şeyler getirmeyelim aklımıza. Ayrılıktan bahsetme bana.<br />
Yonca Evcimik'in Aboneyim şarkısını dinlediğimiz çocukluk günlerimizi düşün.<br />
Tarkan konserlerine gidebilmek için aldığımız Doritosları düşün.<br />
Ve büyüdük, kötü şeyler getiririr olduk aklımıza, ayrılık gibi.<br />
Çocukluğumuzdaki gibi kötü şeyler getirme aklına, ayrılıktan bahsetme bana.Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-75025834509425362312012-08-04T20:47:00.002-07:002012-08-04T20:47:15.550-07:00Ayrı Olmak Çok Saçma<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://1.bp.blogspot.com/-8ByEpiqaKZk/UB3jTx5nLQI/AAAAAAAAAFw/GWNdcXGvdzI/s1600/tumblr_m7zwtkqIL01rzv5y6o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="211" src="http://1.bp.blogspot.com/-8ByEpiqaKZk/UB3jTx5nLQI/AAAAAAAAAFw/GWNdcXGvdzI/s320/tumblr_m7zwtkqIL01rzv5y6o1_500.jpg" width="320" /></a></div>
İnsan 50 bin kokuyu hafızasında tutar ve onu yıllar sonra bile hatırlarmış.<br />
Bilimi boşver!<br />
Binlerce koku içinden özlediğin onun kokusu.<br />
Binlerce yüz içinden hatırladığın onun yüzü.<br />
Binlerce ten içinden dokunmak istediğin onun teni.<br />
Beni boşver!<br />
Ben alışkınım ayrılıklara, yıllardır ayrıyım ailemden ve nasıl özeniyorum ailesiyle aynı evi geçtim aynı şehirde yaşayan insanları bir bilsen. Alışırsın zamanla en sevdiklerinden ayrı kalmaya. Dayanırsın. Ailemi geçtim ben senden ayrı bir şehirde, senden ayrı bir mahallenin bilmem ne caddesinin herhangi bir sokağından senden ayrı bir evde yaşamak yaşlanmak istemiyorum. Anlıyor musun?<br />
Başkalarını boşver!<br />
Elbet bulur insan evlenilecek bir erkek.<br />
Elbet bulur insan evlenilecek bir kadın. Zor değil ki. Herkes bir gün evlenir sevdiğim. Evlilik delisi değilim bunu da böyle bil. Ben seninle yaşlanmak istiyorum. Olursa torunlarımı sevmek istiyorum. Birlikte yapmak istediğim çok uzun bir liste var. Ama seni korkutup kaçırmak istemiyorum.<br />
Gerçekleri boşver!<br />
Hayallere kulak ver. Olmadı bir odaya kilitlerim seni. Veririm kapının aralığından yemini suyunu. Ben beklerim.<br />
Ben de bilmiyorum. Bakalım neler olacak.<br />
<br />
<br />
<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-6539805063057583112012-07-31T06:22:00.002-07:002012-07-31T06:31:21.997-07:00Sevgisiz Günlük<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://4.bp.blogspot.com/-Jlsaz3vYheQ/UBfVM9sodlI/AAAAAAAAAFg/px8n1Iq1ua8/s1600/tumblr_m80vanzFiF1rc7lq9o1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://4.bp.blogspot.com/-Jlsaz3vYheQ/UBfVM9sodlI/AAAAAAAAAFg/px8n1Iq1ua8/s320/tumblr_m80vanzFiF1rc7lq9o1_500.jpg" width="213" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<br />
<div>
Düzenli olarak günlük tutmaya karar verdim. İlkokul günlerindeki gibi. O zamanlar deli gibi günlüğümü saklardım kimseler okumasın diye. İlkokulda hayatım daha renkliymiş demek ki. Oysa şimdi günlüğüm birinin eline geçse umrumda olmaz. Hayatımda aksiyon yok ki. Günlük tutmak bile beni kurtaramaz. Hem ne yazacağım ben günlüğe. Sevgilimiz mi var da yaşadıklarımızı yazayım.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sevgisiz Günlük, her şey berbat, hiçbir şey yolunda gitmiyor. Sen de beni anlamıyorsun, bana hiç yardımcı olmuyorsun. Benim hayırsızı nasıl kendime aşık edeceğim hiç tüyo vermiyorsun. Adamı gözümün önünde başka kızlara kaptırıyorum. Sen de sus öyle hep ben içimi dökeyim sana. Götünle gülüyorsundur bana, tamam kabul. Beceriksizim, bir adamı elde edemedim. Aslında elde etmek için hiçbir şey yapmadım daha. Ne bileyim o peşimden koşsun, bana mesajlar atsın, şiirler yazsın, uyudun mu diye sorsun istiyorum. Mesela aniden çat kapı gelse beni bir yerlere götürse, gecenin bir yarısı sırf ben güvende olayım diye kilometrelerce geri döneceğini bilmesine rağmen beni eve bıraksa. Hep böyle hayaller kuruyorum. Artık beynim bile sulandı bu hayallerden! Vücudum bile benden icraat bekliyor. Hayal kurmakla olmuyor.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Bugün bir iş mülakatına gittim. İnsanlık için küçük benim için büyük bir hareket. Yalnız mülakata gitmek için hiç kıyafetim yoktu. Bir arkadaştan ödünç şık bir elbise aldım, son paramla kendime topuklu ayakkabı aldım. Aç kalırsam oturup topuklu ayakkabılarımı yemeyi düşünüyorum. Maaş+prim+yol parası+yemek eğer bana iş teklifi yaparlarsa hemen kabul edeceğim. Başka bir şansım var mı?</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sevgisiz günlük, bana aşık erkekleri süründürüyorum; beni süründürenlerin peşinden koşuyorum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Günlük beni iyi dinle zaten bir boka yaramıyorsun. Seninde am*na koyum.</div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>
<div>
<br /></div>Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8037829943286013309.post-60674314929540192552012-07-27T22:08:00.001-07:002012-07-27T22:08:39.730-07:00Ayrılık Olmasaydı İyiydi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="http://2.bp.blogspot.com/-tytYHTMerYI/UBNvQCaeCRI/AAAAAAAAAFQ/LujuUe_P0GQ/s1600/tumblr_m7usvlW0Nk1rtr85ko1_500.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="http://2.bp.blogspot.com/-tytYHTMerYI/UBNvQCaeCRI/AAAAAAAAAFQ/LujuUe_P0GQ/s320/tumblr_m7usvlW0Nk1rtr85ko1_500.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
Çok şey mi istiyorum Allah'tan, bilemiyorum. Seviyorum lan seni, diyecekti. Ben tam giderken bileğimden sıkıca tutacak, beni kendine çekecek, sıkıca sarılacaktı. Saçlarımdan öpecek, bende onun huzur veren kokusunu içime çekecektim. Beni kızdıracak sonra da kızdığın zaman çok güzel oluyorsun diyecekti. Trip atmayacak, küsüp gitmeyecek. Bana sinirlense bile ayrılmayı kafasından geçirmeyecek. Ben zaten ölsem ayrılmam.<br />
Eğer bir erkeğin kalbine giden yol midesinden geçiyorsa, ona en sevdiği yemekleri yapamaya hazırım. Hiç anlamasam da yanında kuzu gibi oturup maç izlemeye, maç bittikten sonra başlayan saatlerce süren futbol yorumcularını dinlemeye bile razıyım.<br />
<br />
Kendimce benim hayırsızı etkilemeye bana aşık etmeye çalışacaktım. Bilmiyorum ne kadar başarılı ne kadar başarısız olurum. Kendimce denemeye değer buluyorum. Aslında bana aşık bir mühendis var. Ama onu bir türlü sevemedim. Gerizekalı olduğum için nerede beni aramayan, sormayan, ilgisiz biri varsa gider ona aşık olurum. Zoru seviyorum falan demeyeceğim bildiğin gerizekalılık benimkisi. Ne bileyim mühendisi bir türlü sevemedim aslında sevdim ama az sevdim. Zaten o da bunu hissetti. Gel deyince geliyor, git deyince gidiyor böyle adam yanımda kuzu gibi ama arkadaşları arasında hiç öyle değil. Eee biz de sevmiyoruz öyle her dediğimizi yapan erkeği. Mühendis buradan kaybetmiş olabilir. Allah yolunu açık etsin.<br />
<br />
Gelelim benim hayırsıza. Şimdi bu iş hayatında da bildiğin kariyer yapıyor. Evet okul hayatında çok başarılıydı evet iş hayatında da çok başarılı ve yanında bankacı tipli kızlar var. Benimde okul bittiğine göre iş bulup karşısına güzel elbiselerle, topuklu ayakkabılarla ve iş kadını olarak çıkmayı planlıyorum. Aslında çalışmaya hiç g*tüm yok. Böyle iyiydik. Ama iş bulmazsam ailemin yanına dönmek zorunda kalırım ve benim hayırsızı sonsuza kadar kaybedebilirim.<br />
<br />Deli Kızın Günlüğühttp://www.blogger.com/profile/15488313992587001478noreply@blogger.com2